|
“Bu kervana ülkemiz de katılmış durumda. Artık konut fiyatları neredeyse günlük belirleniyor. Tabii ki en önemli unsur yine yüksek getiri arayışı ve güvenli finansal yatırım aracı eksikliği. Petrol fiyatlarındaki düşüş başta OPEC ülkeleri olmak üzere birçok ülkeyi olumsuz etkiledi. Bu düşüşe bir de yerel parasının Dolar karşısında değer kaybetmesi eklenince Rusya, Venezuela, Nijerya gibi ülkeler daha da sıkıntıya düştü. Çin’in ithalatındaki daralma dış ticaretinin yüzde 35’ten fazlasını Çin’le yapan yaklaşık 10 ülkeyi olumsuz etkiledi. IMF’nin itibarlı para sepeti olan ‘Özel Çekme Hakları’ içinde 2016 Kasım ayından itibaren yer alacak olan Çin, Yuanı birçok kez arka arkaya devalüe edilerek fiili kur savaşı ortamını pekiştirdi. Birçok risk unsurunun birbirini tetiklediği bir ortamda riskleri birbirinden bağımsız olarak görmek büyük hata olur. Özellikle politik risk kaynaklı gelişmeler çok kısa zaman diliminde kur, fiyat, kredi riskini tetikleyebilir.”
|
|
“Our country also has joined this caravan. House prices are determined almost daily. Of course, the most important factor is seeking for high income and lack of reliable financial tool. Decline in oil prices had a negative impact on many countries, OPEC countries in particular. Countries like Russia, Venezuela, and Nigeria found themselves in a bind when their currency depreciated considerably against the US dollar in addition to decline in oil prices. Reduction in China’s import negatively affected almost 10 countries which are doing more than 35% of their foreign trade with China. China, who is also going to be included in ‘The Special Drawing Right (SDR)’, a reputable currency basket of IMF’s as of November 2016, consolidated actual currency war by devaluating Yuan many times back to back. It would be a major mistake to see risks independent of each other in an environment where many risk factors trigger each other. Especially, political risk–based progresses can trigger currency, price, credit risk in a short period of time.”
|