|
Üç yazar yeni katılan devletlerin durumunu ele alıyor. Bunlardan Letonya’lı uluslararası ilişkiler profesörü Zaneta Ozolina, bağımsızlıklarını kazandıktan sonra ortak Sovyet mirasları dolayısıyla birleşen, hatta Avrupa entegrasyonu için en iyi başlangıç noktasını ele geçirmek için rekabet ederken bile birlik olan Baltık Cumhuriyetleri’nin durumunu ele alıyor. Önceleri Doğu ile Batı arasındaki ekonomik pozisyonlarından yararlanmayı düşünen Baltık Cumhuriyetleri 1998’de Rusya’nın finansal çöküşünden sonra yön değiştirerek açıkça Batı’nın yanında yer aldılar. Yapılan bu seçimin siyasi nedeni gayet açıktı. Bu seçimi onlara ülkelerinin boyutu dikte ettirmişti, çünkü küçük devletlerin “uluslararası süreçte etkili olabilmelerinin tek yolu ancak büyük gruplara veya amaçları az çok birbirine benzeyen ülkeler arasındaki ittifaklara dahil olmaktır.” Diğer taraftan, bu küçük devletlerin içindeki tutucu ve milliyetçi kesimler “daha büyük ve daha zengin Avrupa Birliği karşısında Baltık kültürlerinin zayıflaması, yozlaşması, ve hatta yok olması” tehlikesine karşı kültürel kimliklerini ve yeni kazandıkları egemenliklerini koruma arzusundaydılar. Ayrıca Batı’nın Baltık Cumhuriyetleri’ndeki büyük Rus azınlıklarının durumlarını iyileştirmeleri konusunda ısrar etmesi bu endişeleri azaltmadığı gibi, özelleştirme, bölgenin geri kalmış tarımı ve kırsal kalkınma gibi sorunlar bu endişeyi daha da arttırıyordu.
|