|
NATO üyesi devletler geniş bir yelpaze oluşturan çeşitli güvenlik tehditleri ile karşı karşıya olmalarına rağmen terörizm tehdidi Atlantiğin iki yakasında da güvenlik politikalarının odak noktası haline gelmiştir. Ülke içi çatışmalar ve başarısız devletler de güvenlik konusundaki endişeler arasında yer almakta ve barış ve istikrar operasyonlarını politik bir öncelik haline getirmektedir. Bu arada otoriter devletler bölgesel istikrarı tehdit etmeye devam etmektedir. Kitle imha silahlarının yayılması veya yayılma tehdidi, ve bu silahların savaşta kullanılması olasılığı Kuzey Kore ve İran gibi ülkelerle krizler yaşanmasına yol açmaktadır. Organize suçlar yolsuzluk ve korku doğurur ve kaynakların yasal ekonomik faaliyetler ve diğer hukuk ve düzen öncelikleri dışında kullanılmalarına neden olur. Yasadışı göçler ve göçmen toplumlarının sosyal entegrasyonundaki eksiklikler ırk ve din ayırımına dayanan bir alt sınıf oluşturabilir, aşırı uçları tetikleyebilir, ve toplumda kimlik sorunundan kaynaklanan şiddeti körükleyebilir. NATO ülkelerinin yabancı enerji kaynaklarına bağımlılığı arttıkça enerji güvenliği konusu da giderek endişe yaratmaya başlamıştır. Son olarak, iklimlerdeki değişimler ve çevrenin bozulması, çevresel faktörlerden kaynaklanan çatışmalarda ve aşırı hava olaylarının sıklığı ve etkilerinde bir artışa neden olacaktır.
|