zoveel – Turkish Translation – Keybot Dictionary

Spacer TTN Translation Network TTN TTN Login Deutsch Français Spacer Help
Source Languages Target Languages
Keybot 5 Results  ar2006.emcdda.europa.eu
  Hoofdstuk 7: Infectiezi...  
Ook sterfgevallen als gevolg van amfetamine worden zelden gerapporteerd, hoewel in Tsjechië in 2004 16 sterfgevallen aan pervitine (metamfetamine) werden toegeschreven, bijna tweemaal zoveel als in 2003, hetgeen samenhangt met een toename van het geschatte aantal problematische pervitinegebruikers en aanvragen voor behandeling.
Amfetamin ölümleri de nadiren rapor edilen ölümler arasındadır ama Çek Cumhuriyeti’nde, tahmini sorunlu pervitin kullanıcısı ve tedavi talebi sayısındaki bir artışla doğru orantılı olarak, 2004’te, 2003 rakamının neredeyse iki katı olan 16 ölüm pervitine (metamfetamin) bağlanmıştır. GHB ölümleri için bkz. Bölüm 4.
  Hoofdstuk 2: De aanpak ...  
De afgelopen tien jaar en met name de afgelopen vijf jaar hebben veel Europese landen de “deur opengezet” als het gaat om de behandeling van drugsverslaafden door het aanbod van substitutiebehandelingen uit te breiden en de toegangsbeperkingen terug te dringen. Nooit eerder zijn zoveel drugsgebruikers via de hulpverlening bereikt.
Son on yılda, daha da fazla olarak da son 5 yılda, pek çok Avrupa ülkesi, ikame tedavisi hizmetlerini yaygınlaştırarak ve erişim sınırlamalarını azaltarak tedavinin ‘kapılarını açmıştır’. Bakım sistemi ilk kez olarak bu kadar büyük sayılarda uyuşturucu kullanıcısına ulaşmıştır. Hepsi olmamakla beraber çoğu, bağımlılıklarının tedavisinden öte destek verilmesini gerektirmekteyken yine pek çoğunun yeniden entegrasyonları için önemli bir desteğin yanı sıra düşük eşikli bakıma ihtiyacı olduğu görülmektedir.
  Hoofdstuk 6: Opioà¯deng...  
Methadon en buprenorfine worden ook gebruikt voor opioïdenontwenningskuren, wanneer de therapie is gericht op volledige drugsonthouding door toediening van steeds kleinere doses gedurende een vaste periode, om de ontwenningsverschijnselen zoveel mogelijk te beperken.
Uzun vadeli uyuşturucu ikamesi opioid farmakoterapisinin tek amacı değildir. Terapinin hedefi, çekilmenin ıstırabını en aza indirgemeye yardımcı olmak için belirli bir süre boyunca azalan bir doz vererek bireyin bırakmasına yardım etmek olduğunda, opioid çekilmesini tedavi etmekte de metadon ve buprenorfin kullanılmaktadır. Opioid bağımlılığı için caydırıcı bir farmakoterapi seçeneği olan opioid antagonisti naltrekson da, bu uyuşturucunun kullanımı için kanıt temeli hala yeterli olmasa da, eroinin etkilerini bloke ettiğinden bazen nüksetmeyi önlemeye yardımcı olarak kullanılmaktadır.
  Kader 10  
Historisch gezien concentreert het gebruik van metamfetamine in Europa zich in Tsjechië, waar naar schatting tweemaal zoveel problematische gebruikers van metamfetamine (pervitin) zijn (20 300) als problematische gebruikers van opioïden (9 700).
Tarihsel olarak, Avrupa’da metamfetamin kullanımı, sorunlu opioid kullanıcılarından (9.700) iki kat fazla sorunlu metamfetamin (pervitin) kullanıcısı (20.300) bulunduğu tahmin edilen Çek Cumhuriyeti’nde yoğunlaşmıştır. Son yıllarda, metamfetamin, Slovakya’da ilk kez tedavi talep edenler arasındaki en yaygın birincil uyuşturucu haline gelmiştir ve Macaristan’ın bazı alt nüfusları arasında da yüksek düzeylerde metamfetamin kullanımına rastlanmıştır. Bundan başka yedi ülke (Danimarka, Fransa, Letonya, Slovenya, Birleşik Krallık, Bulgaristan ve Norveç) 2005 Reitox raporlarında, başta kulüp ve parti müdavimleri arasında olmak üzere, bu uyuşturucunun kullanımı ve/veya ele geçirme vakalarında bir artış rapor etmiştir. Şu anda, eldeki bilgiler bu ülkelerdeki metamfetamin kullanımı eğilimlerine dair kesin sonuçlara varmamızı engellemektedir. Yine de, metamfetaminin dünyanın başka yerlerinde yayılması ve bu uyuşturucunun önemli sağlık sorunları yaratma potansiyeli, bunun sürekli tedbir gerektiren bir alan olduğu anlamına gelmektedir.
  Hoofdstuk 7: Infectiezi...  
Het feit dat zoveel landen nu een expliciete rol toekennen aan de verstrekking van schoon injectiemateriaal als onderdeel van hun HIV-preventiestrategie, geeft aan hoezeer dergelijke voorzieningen gemeengoed zijn geworden in het grootste deel van Europa en laat zien dat ze in de meeste landen niet langer als controversieel worden beschouwd.
Kapsamlı bir yaklaşımın genel olarak arzu edilmesi, tüm bu hizmet unsurlarının ulusal düzeyde eşit derecede gelişmiş olduğu veya desteklendiği anlamına gelmemektedir. Bununla beraber, bir fikir birliği oluşur gibi görünmektedir. UON’ler arasındaki bir araştırmada dört katılımcıdan üçü, rehberlik ve danışmayla birlikte sağlanan iğne ve şırınga programlarını, uyuşturucu enjekte edenler arasında bulaşıcı hastalıkların yayılmasını ele alan ulusal politikada bir öncelik olarak belirtmiştir (Şekil 11). Bu kadar çok sayıda ülkenin temiz enjeksiyon malzemesi temin etme rolünü artık açıkça HIV önleme stratejilerinin bir parçası olarak benimsemesi, bu hizmet türünün Avrupa’nın büyük kısmında nasıl ana akım haline geldiğini ve çoğu ülkede artık tartışmalı bir konu olarak görülmediğini göstermektedir. Ancak bu türde bir hizmetin yararlarına dair genel bir mutabakat bulunduğunu söylemek de doğru değildir. Bu alandaki müdahaleler anlamında, Kıbrıs dışındaki bütün ülkelerin steril iğne ve şırınga dağıtımı veya değişimi için programları bulunduğunu bildirdiği (193) AB genelinde her ne kadar nispeten homojen bir tablo ortaya çıksa da, örneğin Yunanistan ve İsveç bunu bir politika önceliği olarak değerlendirmemiştir (194).