zowel – Turkish Translation – Keybot Dictionary

Spacer TTN Translation Network TTN TTN Login Deutsch Français Spacer Help
Source Languages Target Languages
Keybot 38 Results  ar2006.emcdda.europa.eu
  Hoofdstuk 7: Infectiezi...  
Uit EuroHIV-gegevens tot 2004 (gecorrigeerd voor vertragingen in de rapportage) blijkt dat de aids-incidentie onder ID’s in zowel Estland als Letland toeneemt (190).
2004’e kadarki EuroHIV verileri (raporlamada gecikmeye göre düzeltilmiştir) EUK’a bağlı AIDS oranlarının hem Estonya hem de Letonya’da artmakta olduğunu göstermektedir (190).
  Hoofdstuk 7: Infectiezi...  
Het totaal aantal drugsgerelateerde sterfgevallen per jaar in de lidstaten die daarover informatie beschikbaar stellen (de meeste lidstaten, zowel oude als nieuwe), steeg met 14%, van 8 054 in 1995 tot 9 392 in 2000.
AB’den elde edilen veriler uyuşturucuya bağlı ölümlerde bazı genel eğilimler ortaya koymaktadır. AB-15 Üye Devletleri arasında, 1980’lerde ve 1990’ların başlarında, olasılıkla eroin kullanımı ile enjeksiyonun yaygınlaşmasına paralel olarak, keskin bir artış görülmekteydi. 1990 ve 2000 arasında uyuşturucu ölümleri, daha az belirgin olmakla beraber, artmaya devam etmiştir (Şekil 13). Bilgi sağlayan Üye Devletler’deki (eski ve yeni çoğu Üye Devlet) uyuşturucuya bağlı ölümlerin yıllık toplam sayısı 1995’te 8.054’ten 2000’de 9.392’ye çıkarak % 14’lük bir artış göstermiştir.
  Kader 2  
Hoewel in drugsstrategieën niet altijd wordt verwezen naar legale drugs of verslavingen, blijkt uit de speciale kwestie dat preventieprogramma’s en, in bepaalde landen, behandelingsmethoden van toepassing zijn op zowel legale als illegale drugs, waarbij prioriteit wordt gegeven aan kinderen en jongeren.
Her ne kadar uyuşturucu stratejileri her zaman yasal uyuşturucular veya bağımlılıklara atıfta bulunmasa da, seçili yayın, öncelik olarak çocuklarla gençleri hedef alan önleme programları ile, bazı ülkelerde, tedavi tedbirlerinin hem yasal hem de yasadışı uyuşturucular için geçerli olduğunu ortaya koymaktadır. Yasal uyuşturucuların, yasadışı uyuşturucu karşıtı politika ve tedbirlere stratejik veya kurumsal olarak yavaş bir entegrasyonu giderek yaygınlaşmaktadır.
  Hoofdstuk 4: Amfetamine...  
Sinds 2002 worden in Duitsland jaarlijks de grootste hoeveelheden LSD onderschept, gevolgd door het Verenigd Koninkrijk (101). Tussen 1999 en 2002 is op EU-niveau zowel het aantal LSD-vangsten (102) als de in beslag genomen hoeveelheid (103) gedaald.
LSD, diğer sentetik uyuşturuculardan çok daha az ölçüde imal edilmekte ve kaçakçılığı yapılmaktadır. 2004’te, AB’de tahmini 220.000 LSD birimine el konan 700 ele geçirme vakası meydana gelmiştir. 2002’den beri, bir yılda en büyük miktarlarda LSD ele geçiren ülke Almanya, daha sonra da Birleşik Krallık olmuştur (101). 1999 ve 2002 arasında, AB düzeyinde, hem LSD ele geçirmeleri (102) hem de ele geçirilen miktarlar (103) düşmüştür. Ancak hem 2003 hem 2004’te, mevcut verilere göre LSD ele geçirme vakalarının sayısı ve yakalanan miktarlar 9 yıldır ilk kez artmış olup uyuşturucunun nispeten büyük miktarları 2004’te Almanya, Fransa, Litvanya, Hollanda ve Polonya’da ele geçirilmiştir.
  Hoofdstuk 4: Amfetamine...  
Sinds 2002 worden in Duitsland jaarlijks de grootste hoeveelheden LSD onderschept, gevolgd door het Verenigd Koninkrijk (101). Tussen 1999 en 2002 is op EU-niveau zowel het aantal LSD-vangsten (102) als de in beslag genomen hoeveelheid (103) gedaald.
LSD, diğer sentetik uyuşturuculardan çok daha az ölçüde imal edilmekte ve kaçakçılığı yapılmaktadır. 2004’te, AB’de tahmini 220.000 LSD birimine el konan 700 ele geçirme vakası meydana gelmiştir. 2002’den beri, bir yılda en büyük miktarlarda LSD ele geçiren ülke Almanya, daha sonra da Birleşik Krallık olmuştur (101). 1999 ve 2002 arasında, AB düzeyinde, hem LSD ele geçirmeleri (102) hem de ele geçirilen miktarlar (103) düşmüştür. Ancak hem 2003 hem 2004’te, mevcut verilere göre LSD ele geçirme vakalarının sayısı ve yakalanan miktarlar 9 yıldır ilk kez artmış olup uyuşturucunun nispeten büyük miktarları 2004’te Almanya, Fransa, Litvanya, Hollanda ve Polonya’da ele geçirilmiştir.
  Hoofdstuk 4: Amfetamine...  
Gegevens over zowel het aantal ecstasyvangsten als de hoeveelheid in beslag genomen ecstasy in 2004 waren niet beschikbaar voor Ierland en het Verenigd Koninkrijk; gegevens over het aantal ecstasyvangsten in 2004 waren niet beschikbaar voor Nederland.
(94) Bu bilgi, Birleşik Krallık için eksik 2004 verileri sağlandığında bunlarla karşılaştırmalı olarak kontrol edilmelidir. 2004’teki hem ecstasy ele geçirmelerinin sayısı hem de ele geçirilen ecstasy miktarlarına dair veriler İrlanda ve Birleşik Krallık için mevcut değildi; ecstasy ele geçirmelerinin sayısına dair veriler 2004’te Hollanda için mevcut değildi. Değerlendirme amacıyla, eksik 2004 verileri yerine 2003 verileri kullanılmıştır. Hollanda tarafından sağlanan 2004’te ele geçirilen miktarlara dair veriler yalnızca tahmini değerler olduğundan 2004 eğilimlerinin analizinde kullanılmamıştır.
  Hoofdstuk 6: Opioà¯deng...  
De rol van substitutiebehandeling wordt internationaal minder controversieel; het VN-systeem heeft in 2004 een gemeenschappelijk standpunt over substitutietherapie ingenomen (WHO/UNODC/UNAIDS, 2004), en in juni 2006 heeft de WHO zowel methadon als buprenorfine opgenomen in haar modellijst van essentiële geneesmiddelen.
Opioid bağımlılığı için ikame tedavisi (özellikle metadon veya buprenorfinle tedavi) tüm Üye Devletler’in yanı sıra (183), Bulgaristan, Romanya ve Norveç’te de uygulanmakta olup, her ne kadar bazı ülkelerde hassas bir konu olarak kalsa da, Avrupa’da sorunlu opioid kullanıcılarının tedavisi için faydalı bir yaklaşım olduğuna dair artık ciddi bir fikir birliği bulunmaktadır (bkz. Bölüm 2). İkame tedavisinin rolü uluslararası bağlamda daha az tartışmalı hale gelmektedir; BM sistemi 2004 yılında ikame idame terapisi hakkında bir ortak tutum almıştır (WHO/UNODC/UNAIDS, 2004) ve WHO, Haziran 2006’da hem metadonu hem buprenorfini temel ilaçlar model listesine dahil etmiştir.
  Hoofdstuk 8: De monitor...  
Zowel farmacologische als omgevingsfactoren kunnen een belangrijke invloed hebben op de patronen van intensief drugsgebruik, maar het is duidelijk dat bij gedragsmetingen van intensief gebruik de verschillende gebruikspatronen van de verschillende soorten drugs in aanmerking genomen moeten kunnen worden.
Yoğun kullanımı, bağımlı olma veya sorun yaşama konusunda en fazla riski altında bulunan kişilerin bir göstergesi olarak belirlemenin yol açtığı bir zorluk da, yoğun kullanımı belirleyen şeyin nosyonunun bir dereceye kadar uyuşturucu tipine özel olmasıdır. Her ne kadar sorunlu opioid kullanımı önemli oranda günlük kullanım alışkanlıklarıyla belirlense de, bu durum uyarıcı uyuşturucular için çoğunlukla geçerli değildir. Söz konusu uyuşturucularda, eğlence amaçlı tüketim genellikle daha yaygın olup, kullanım kısa dönemler için artıp sonrasında düşmekte, kullanıcılar genellikle yoksunluğun olumsuz etkilerini hafifletmek için başka uyuşturuculara veya alkole yönelmektedir. Yoğun uyuşturucu kullanımı şekillerine etki etmekte hem farmakolojik hem de bağlamsal faktörler önemli olabilir ama yoğun kullanımın davranışsal ölçütlerinin farklı uyuşturucu tipleriyle ilgili farklı uyuşturucu kullanma şekillerine karşı hassas olması gerekecektir.
  Hoofdstuk 2: De aanpak ...  
Veel - maar niet alle - drugsgebruikers hebben naast de behandeling van hun verslaving ook andere hulp nodig; voor een groot aantal van hen lijkt zowel laagdrempelige zorg als substantiële ondersteuning voor hun reïntegratie vereist.
Son on yılda, daha da fazla olarak da son 5 yılda, pek çok Avrupa ülkesi, ikame tedavisi hizmetlerini yaygınlaştırarak ve erişim sınırlamalarını azaltarak tedavinin ‘kapılarını açmıştır’. Bakım sistemi ilk kez olarak bu kadar büyük sayılarda uyuşturucu kullanıcısına ulaşmıştır. Hepsi olmamakla beraber çoğu, bağımlılıklarının tedavisinden öte destek verilmesini gerektirmekteyken yine pek çoğunun yeniden entegrasyonları için önemli bir desteğin yanı sıra düşük eşikli bakıma ihtiyacı olduğu görülmektedir.
  Hoofdstuk 3: Cannabis  
Over de cannabisbladeren die in 2004 in de EU in beslag zijn genomen wordt gemeld dat deze uit uiteenlopende landen kwamen, voornamelijk uit Nederland en Albanië, maar ook uit Angola, Zuid-Afrika, Jamaica en Thailand (nationale Reitox-verslagen, 2005; WDO, 2005; INCB, 2006). Daarnaast is er in de meeste lidstaten van de EU sprake van enige lokale teelt en productie van cannabisproducten (zowel binnens- als buitenshuis).
Potansiyel bitkisel kenevir üretimi toplamının, tüm dünyadan kaynak ülkelerle, 2003’te 40.000 tonun üzerinde olduğu tahmin ediliyordu (CND, 2005). AB’de 2004’te ele geçirilen bitkisel kenevirin, başta Hollanda ve Arnavutluk olmak üzere Angola, Güney Afrika, Jamaika ve Tayland gibi farklı ülkelerden geldiği bildirilmiştir (Reitox ulusal raporları, 2005; WCO, 2005; INCB, 2006). Buna ek olarak, esrar ürünlerinin yerel (kapalı veya açık) tarımı ve üretimi çoğu AB Üye Devleti’nde yapılmaktadır.
  Hoofdstuk 1: Beleid en ...  
Een tegengestelde trend geven de met cocaïne verband houdende delicten te zien: zowel in aantallen “aangiften” (28) als in percentage van alle drugsdelicten (29) is er sinds 1999 in de meeste rapporterende landen sprake van een stijging van met cocaïne verband houdende delicten.
Karşıt bir eğilim, kokainle ilgili suçlar için gözlemlenebilmektedir: hem ‘rapor’ların sayısı (28) hem de tüm uyuşturucu suçlarının oranı (29) anlamında, çoğu rapor eden ülkede kokainle ilgili suçlar 1999’dan beri artmıştır. Bulgaristan, kokain suçlarında (hem uyuşturucu suçu sayısı hem de oranında) aşağı doğru bir eğilim bildiren tek ülkedir.
  Hoofdstuk 5: Cocaà¯ne e...  
Gegevens over zowel het aantal cocaïnevangsten als de hoeveelheid in beslag genomen cocaïne in 2004 waren niet beschikbaar voor Ierland en het Verenigd Koninkrijk; gegevens over het aantal cocaïnevangsten in 2004 waren niet beschikbaar voor Nederland.
(135) Bu bilgi, eksik 2004 verileri sağlandığında bunlarla karşılaştırmalı olarak kontrol edilmelidir. 2004’teki hem kokain ele geçirmelerinin sayısı hem de ele geçirilen kokain miktarlarına dair veriler İrlanda ve Birleşik Krallık için mevcut değildi; kokain ele geçirmelerinin sayısına dair veriler 2004’te Hollanda için mevcut değildi. Değerlendirme amacıyla, eksik 2004 verileri yerine 2003 verileri kullanılmıştır. Hollanda tarafından sağlanan 2004’te ele geçirilen miktarlara dair veriler yalnızca tahmini değerler olduğundan 2004 eğilimlerinin analizinde kullanılmamıştır.
  Hoofdstuk 4: Amfetamine...  
Ondanks enkele schommelingen is sinds 1999 op EU-niveau zowel het totaalaantal van de amfetaminevangsten (84) als de omvang ervan (85) toegenomen, en volgens de bevindingen van rapporterende landen lijkt die trend zich in 2004 te hebben voortgezet.
2004 yılında, AB’de 5,2 ton ve 9,6 milyon birime denk gelen tahmini 33.000 amfetamin ele geçirme vakası olmuştur. Ele geçirme sayısı ile ele geçirilen amfetaminin ağırlığı bakımından, Birleşik Krallık sürekli olarak AB’de amfetamin ele geçiren başlıca ülke olmuştur (83). Türkiye 2004’te 9,5 milyon birim amfetamine el konduğunu rapor etmiştir. Bazı dalgalanmalara rağmen, AB düzeyinde hem toplam amfetamin ele geçirmelerinin sayısı (84) hem de ele geçirilen miktarlar (85) 1999’dan beri artmıştır ve bu yukarı doğru eğilim, rapor eden ülkelerin bulgularına dayanarak, 2004’te de artmaya devam etmiş gibi görünmektedir.
  Hoofdstuk 1: Beleid en ...  
Een tegengestelde trend geven de met cocaïne verband houdende delicten te zien: zowel in aantallen “aangiften” (28) als in percentage van alle drugsdelicten (29) is er sinds 1999 in de meeste rapporterende landen sprake van een stijging van met cocaïne verband houdende delicten.
Karşıt bir eğilim, kokainle ilgili suçlar için gözlemlenebilmektedir: hem ‘rapor’ların sayısı (28) hem de tüm uyuşturucu suçlarının oranı (29) anlamında, çoğu rapor eden ülkede kokainle ilgili suçlar 1999’dan beri artmıştır. Bulgaristan, kokain suçlarında (hem uyuşturucu suçu sayısı hem de oranında) aşağı doğru bir eğilim bildiren tek ülkedir.
  Inleiding  
Deze studies (“speciale kwesties” ) zijn zowel in drukvorm als online verkrijgbaar (http://issues06.emcdda.europa.eu), maar uitsluitend in het Engels.
Bu hususlar basılı ve çevrimiçi olarak (http:issues06.emcdda.europa.eu) yalnızca İngilizce dilinde mevcuttur.
  Hoofdstuk 8: De monitor...  
Een aantal Europese landen werkt aan de uitwerking van methodologische instrumenten voor het meten van zowel intensief gebruik als de ernst van de verslaving en de problemen, en het EWDD stimuleert de samenwerking op dit werkterrein.
Bir dizi uyuşturucu için sık, yoğun kullanımı daha somut olarak tanımlamaya yönelik bu hamle, esrar tüketiminin farklı düzeyleri ve şekilleriyle ilişkili bağımlılık ve sorun seviyelerinin değerlendirilmesi için araştırma araçları geliştirilmesine de yardımcı olacaktır. Bir dizi Avrupa ülkesi, hem yoğun kullanımı hem de bağımlılık ile sorun seviyelerini ölçmek için yöntembilimsel araçlar geliştirmek konusunda çalışmaktadır ve EMCDDA bu çalışma alanında işbirliğini teşvik etmektedir.
  Hoofdstuk 4: Amfetamine...  
Gegevens over zowel het aantal LSD-vangsten als de hoeveelheid in beslag genomen LSD in 2004 waren niet beschikbaar voor Ierland en het Verenigd Koninkrijk; gegevens over het aantal LSD-vangsten waren niet beschikbaar voor Cyprus, Nederland, Polen en Bulgarije.
(101) Bu bilgi, Birleşik Krallık için eksik 2004 verileri sağlandığında bunlarla karşılaştırmalı olarak kontrol edilmelidir. 2004’teki hem LSD ele geçirmelerinin sayısı hem de ele geçirilen LSD miktarlarına dair veriler İrlanda ve Birleşik Krallık için mevcut değildi; ele geçirilen LSD ele geçirmelerinin sayısına dair veriler Kıbrıs, Polonya ve Bulgaristan için mevcut değildi. Değerlendirme amacıyla, eksik 2004 verileri yerine 2003 verileri kullanılmıştır. Hollanda tarafından sağlanan 2004’te ele geçirilen miktarlara dair veriler yalnızca tahmini değerler olduğundan 2004 eğilimlerinin analizinde kullanılmamıştır.
  Hoofdstuk 4: Amfetamine...  
Gegevens over zowel het aantal amfetaminevangsten als de hoeveelheid in beslag genomen amfetamine in 2004 waren niet beschikbaar voor Ierland en het Verenigd Koninkrijk; gegevens over de hoeveelheid in beslag genomen amfetamine in 2004 waren niet beschikbaar voor Slovenië; gegevens over het aantal amfetaminevangsten in 2004 waren niet beschikbaar voor Nederland.
(83) Bu bilgi, eksik 2004 verileri sağlandığında bunlarla karşılaştırmalı olarak kontrol edilmelidir. 2004’teki hem amfetamin ele geçirmelerinin sayısı hem de ele geçirilen amfetamin miktarlarına dair veriler İrlanda ve Birleşik Krallık için mevcut değildi; ele geçirilen amfetamin miktarına dair veriler 2004’te Slovenya için mevcut değildi. 2004’te amfetamin ele geçirmelerinin sayısına dair veriler Hollanda için mevcut değildi. Değerlendirme amacıyla, eksik 2004 verileri yerine 2003 verileri kullanılmıştır. Hollanda tarafından sağlanan 2004’te ele geçirilen miktarlara dair veriler yalnızca tahmini değerler olduğundan 2004 eğilimlerinin analizinde kullanılmamıştır
  Hoofdstuk 6: Opioà¯deng...  
Gegevens over zowel het aantal heroïnevangsten als de hoeveelheid in beslag genomen heroïne in 2004 waren niet beschikbaar voor Ierland en het Verenigd Koninkrijk; gegevens over het aantal heroïnevangsten in 2004 waren niet beschikbaar voor Nederland.
(160) Bu bilgi, eksik 2004 verileri sağlandığında bunlarla karşılaştırmalı olarak kontrol edilmelidir. 2004’teki hem eroin ele geçirmelerinin sayısı hem de ele geçirilen eroin miktarlarına dair veriler İrlanda ve Birleşik Krallık için mevcut değildi; eroin ele geçirmelerinin sayısına dair veriler 2004’te Hollanda için mevcut değildi. Değerlendirme amacıyla, eksik 2004 verileri yerine 2003 verileri kullanılmıştır. Hollanda tarafından sağlanan 2004’te ele geçirilen miktarlara dair veriler yalnızca tahmini değerler olduğundan 2004 eğilimlerinin analizinde kullanılmamıştır.
  Kader 14  
Dit heeft tot gevolg dat de verschillende eigenschappen van de bestudeerde populaties de vergelijkbaarheid van gegevens tussen enquêtes – zowel binnen als tussen landen – beperken, en hetzelfde geldt voor de mogelijkheid resultaten te extrapoleren en trends te analyseren.
Mahkumlar arasında uyuşturucu kullanımına dair bilgiler parçalıdır. Avrupa’daki mevcut verilerin pek çoğu, yerel düzeyde ulusal hapishane sisteminin temsilcisi olmayan kurumlarda ve büyüklük bakımından önemli farklar gösteren mahkum örnekleri kullanılarak gerçekleştirilen, özel çalışmalardan elde edilmiştir. Dolayısıyla, incelenen toplulukların özellikleri arasındaki farklılıklar – ülkeler içerisinde ve arasındaki – araştırmalar arasındaki verilerin karşılaştırmalarının yanı sıra sonuçların değerlendirilmesini ve eğilim analizini de sınırlandırmaktadır.
  Hoofdstuk 7: Infectiezi...  
In sommige van deze landen (b.v. Hongarije), horen zowel de prevalentie van HIV als die van het hepatitis-C-virus (HCV) tot de laagste in Europa, hetgeen wijst op lage aantallen injecterende gebruikers (zie “Hepatitis B and C“), hoewel er in sommige landen (b.v. Roemenië) aanwijzingen zijn dat de HCV-prevalentie toeneemt.
Test edilmiş EUK’lar arasında HIV yaygınlığı AB’deki ülkeler arasında geniş ölçüde farklılık göstermeye devam etmektedir (Şekil 10). Bir dizi ülkede EUK’lar arasındaki HIV yaygınlığı yakın zamanda artmış veya uzun yıllar boyunca yüksek kalmıştır. Bunun aksine, bazı ülkelerde, EUK’lar arasındaki HIV yaygınlığı 2003-04 boyunca son derece düşük kalmıştır: Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, Macaristan, Malta, Slovenya (ulusal örneklere dayanarak) ile Slovakya, Bulgaristan, Romanya, Türkiye’de ve Norveç (ulus altı örneklere dayanarak) HIV yaygınlığı % 1 civarında veya daha azdı. Bu ülkelerin bazılarında (örneğin Macaristan), hem HIV hem de hepatit C virüsü (HCV) yaygınlığı Avrupa'daki en düşük oranlar arasında olup, bazı ülkelerde (örneğin, Romanya) hepatit C yaygınlığının arttığına dair kanıt olmakla beraber, bu oranlar düşük enjekte etme seviyelerine işaret etmektedir (bkz. ‘Hepatit B ve C’).
  Hoofdstuk 5: Cocaà¯ne e...  
In combinatie met contingency management – een methode die erop gericht is het gedrag van cliënten te beïnvloeden door het geven van beloningen, d.w.z. prijzen, tegoedbonnen of voorrechten, voor cocaïnevrije urinemonsters – zijn met CRA positieve resultaten behaald als het gaat om het drugsgebruik en het psychosociale functioneren van cocaïneverslaafde ambulante cliënten, zowel tijdens de behandelfase als tijdens de aansluitende follow-upperiode, al leken de effecten op het cocaïnegebruik beperkt te blijven tot de behandelperiode (Higgins et al., 2003).
TGY, tedavi boyunca hastanın ailesini, arkadaşlarını ve sosyal ağından diğer üyeleri de tedavi sürecine dahil eden ve hastaları sosyal iletişim kurmaları, özgüvenlerini artırmaları ve farklı bir yaşam tarzı oluşturmak için bir iş ve ödül olarak eğlenceli faaliyetler bulmaları konusunda eğiten, yoğun bir tedavi metodudur (Roozen vd., 2004). Bu yaklaşım, hasta davranışını anlamlı teşvikler – örneğin kokain bulunmayan idrar numuneleri karşılığında hediyeler, belgeler veya ayrıcalıklar – sunarak etkilemeyi amaçlayan bir yöntem olan risk yönetimiyle birleştiğinde, ayakta tedavi gören kokain bağımlılarının uyuşturucu kullanımında ve psikososyal işlevselliği üzerinde tedavi aşaması ile tedavi sonrası takip döneminde, kokain kullanımına dair etkiler tedavi dönemiyle sınırlı görünmesine rağmen, olumlu etkiler başarılmıştır (Higgins vd., 2003).
  Hoofdstuk 3: Cannabis  
Uit een recente meta-analyse van preventieprogramma’s voor kwetsbare jongeren (Roe en Becker, 2005) bleek dat benaderingen die zijn gebaseerd op informatie weinig tot geen effect hebben op consumptiegedrag of attituden; dit gold zowel voor algemene preventie als voor selectieve preventie.
Pek çok Avrupa seçici önleme müdahalesi, esrar hakkında bilgilendirmeye yönelmektedir. Bunun dışında, normatif yeniden yapılandırma (örneğin akranların çoğunun kullanımı onaylamadığını öğrenmek), özgüven eğitimi, motivasyon ve hedef koymanın yanı sıra, (esrarla değer ilişkileri üzerine) yanlış inanışları düzeltme de dahil olmak üzere bir kaç kanıt esaslı yaklaşımın daha, esrar önleme programlarının standart unsurları olarak benimsenmesi gerekmektedir. Etkilenmeye daha açık gençler için önleme programlarının yeni bir meta analizi (Roe ve Becker, 2005), ister evrensel önleme ister seçici önlemede olsun, bilgi temelli yaklaşımların tüketim davranışları veya tutumları üzerindeki etkisinin az veya sıfır olduğunu ortaya koymuştur. Aynı kişiler, kapsamlı sosyal etki programlarının etkilenmeye daha açık gençler üzerinde önemli bir etkisi olduğunu ortaya koymuştur.
  Commentaar ‘“ het drugs...  
Volgens de rapportages is zowel in Nederland als in Spanje ten minste een op de vier aanvragen voor behandeling gerelateerd aan cocaïne, en overal in Europa is het aantal nieuwe aanvragen voor behandeling van cocaïneverslaving tussen 1999 en 2004 ruwweg verdubbeld.
Kokain kullanımında görülen dengelenme işaretlerinin kesin olarak bu uyuşturucunun kullanımına atfedilen sorunların kapsamında bir dengelenmeye yol açacağı sonucuna varmak yanlış olur. Avrupa’da, kokain kullanımı tarihsel olarak yüksek düzeylerdedir ve çalışmalar ortaya koymaktadır ki bir uyuşturucuya bağlı sorunlardaki artışlar genellikle yaygınlık artışlarını birkaç yıl geriden takip etmektedir. Bu durum, yoğun ve düzenli uyuşturucu kullanımı alışkanlıkları geliştirilmesinin ve sorunların belirgin hale gelmesinin zaman almasından ileri gelmektedir. Kokain kullanımın artık yerleşik bir hal aldığı Avrupa ülkelerinde meydana gelmeye başlayan durum da bu olabilir. Hollanda ve İspanya’da, hali hazırda dört tedavi talebinden en az birinin kokaine bağlı olduğu bildirilmektedir ve Avrupa genelinde ise, kokain için yeni tedavi talepleri 1999 ve 2004 arasında neredeyse iki kat artmıştır. Crack kokain kullanımı Avrupa’da oldukça sınırlı olmakla beraber, bazı ülkelerden rapor edilen sorunlar durumun kötüleşmekte olabileceğini ortaya koymaktadır.
  Hoofdstuk 2: De aanpak ...  
Herhalingsbehandeling werd als een noodzaak aanvaard en erkend werd dat onderhoudsbehandelingen een positief effect hebben, zowel voor het brengen van stabiliteit en verbetering in de gezondheidstoestand en sociale situatie van opioïdengebruikers als voor de samenleving in haar geheel.
HIV salgınının Batı Avrupa ülkelerindeki uyuşturucu kullanıcıları arasında ne ölçüde yayılmış olduğunun keşfedilmesini takiben, pek çok ülkede tedaviye yönelik amaçlar ile yaklaşımlar, birincil hedef olarak kullanımdan kaçınma yerine, daha çok uyuşturucu kullanımından kaynaklanan hasarların azaltılmasına yönelik olan müdahalelerin benimsenmesine doğru kaymaya başlamıştır. Yinelenen tedavi müdahalelerine olan ihtiyaç kabul edilerek opioid kullanıcılarının sağlığı ile sosyal durumunun stabilizasyonu ile iyileştirilmesinin yanı sıra bir bütün olarak toplum için de uyuşturucu idame tedavisinin faydaları tanınmıştır.
  Hoofdstuk 5: Cocaà¯ne e...  
Hier zou nu verandering in kunnen komen, want door een groeiende bewustwording van zowel de omvang van het cocaïnegebruik als de problemen die ermee samenhangen wordt het interessanter om maatregelen te ontwikkelen waarmee aan de behoeften van cocaïnegebruikers tegemoet kan worden gekomen.
Avrupa’da, kokain kullanımını hedefleyen hasar azaltma yaklaşımlarının gelişimi sınırlı olmuştur. Kokain kullanımının yaygınlığına ve buna bağlı sorunlara dair artan bilinçlenme kokain kullanıcılarının ihtiyaçlarına cevap verecek tepkiler geliştirilmesine yönelik ilgiyi artırdığından, bu durum artık değişiyor olabilir. Önleme ve hasar azaltma yaklaşımlarının kokain kullanımına bağlı riskleri azaltmaktaki değeri yeterince araştırılmamıştır ama bu yaklaşımın geliştirilmesi için bazı alanların potansiyeli olabilir. Örneğin, kokain kullanıcılarının, kokain ve alkol kombinasyonlarının artmış toksisitesi, kokain kullanımının kalp damar sorunlarıyla potansiyel bağlantısı veya kullanıcıların HIV enfeksiyonu riskine daha çok maruz kalmasına yol açan davranış zincirleri veya bir kaza ya da şiddet suçunun mağduru olmak gibi konuları ele alan müdahalelerden faydalanabilmeleri mümkün olacaktır. Kokain kullanımı hızla artabildiğinden, kullanıcıları uyuşturucu kullanmalarına bağlı olarak olumsuz sonuçlarla karşılaşmaya başlayabilecekleri gerçeğine karşı uyarabilecek kısa müdahaleleri araştırmak da önemli olabilir.
  Kader 13  
De uitkomst was dat driekwart van de gevaccineerde groep cocaïneverslaafden erin slaagde om gedurende een periode van drie maanden drugsvrij te blijven zonder ongewenste bijwerkingen. Bovendien verklaarden zowel degenen die terugvielen in hun oude gedrag als degenen die dat niet deden na zes maanden dat de gevoelens van euforie niet meer zo sterk waren als voor de vaccinatie.
Heyecan verici bir araştırma kolu da immünoterapi, yani uyuşturucunun beyne gitmesini önleyerek kokainin hareketini etkin şekilde ‘nötralize’ edecek bir aşının geliştirilmesidir. Temel kavram sınırlı testlerden geçmiştir. Birleşik Krallık'ta geliştirilen bir aşı, toplamı 18 olan az sayıda kokain bağımlısında, 14 haftalık bir dönem için test edilmiştir. Aşılanan kokain bağımlılarının dörtte üçünün, istenmeyen hiçbir yan etki olmaksızın 3 aylık bir süre boyunca temiz kalmayı başardığı görülmüştür. Buna ek olarak, 6 aydan sonra, hem yeniden başlayanlar hem de başlamayanlar, keyif hissinin aşılama öncesinde olduğu kadar güçlü olmadığını ifade etmiştir. Bu bulguların bir sonucu olarak, uyuşturucu-protein bileşiği TA-CD olarak bilinen aşı, klinik testlerin 2. aşamasında bulunmaktadır. Alternatif bir immünoterapötik yaklaşım, kokaine karşı monoklonal antikorlar geliştirilmesiyle ilgilidir ama bu yalnızca klinik öncesi olarak test edilmiştir.
  Hoofdstuk 8: De monitor...  
Als de informatie van de indicator wordt ingepast in deze bredere informatieset zal dit ook een stap voorwaarts betekenen in de inspanningen van het EWDD om zijn totale inzicht in zowel de schaal als de aard van de drugsproblemen in Europa te verbeteren.
Mevcut veri kaynaklarından pek çoğu uyuşturucu tüketiminin davranışsal raporlarına dayandığından ötürü, sık veya yoğun kullanım kavramının bu temelde geliştirilmesi gerekmektedir. Bu durum, uyuşturucu sorunlarını izleme perspektifini hali hazırda SUK göstergesinde bulunanın ötesine genişletecektir. SUK bilgilerini bu daha kapsamlı bilgi dizisinin yanı sıra konumlandırmak, ayrıca EMCDDA’nın genel olarak Avrupa’daki uyuşturucu problemlerinin ölçeğini ve niteliğini daha iyi anlamaya yönelik çabalarında ileri doğru bir adım olacaktır. Buna paralel olarak, çoklu kullanım şekillerinin Avrupa düzeyinde daha iyi tanımlanmasına olanak verecek raporlama standartları geliştirilmesi konusunda çalışmaların ilerletilmesi gerekmektedir. Bu yöndeki ilk adımlar arasında, çoklu uyuşturucu tüketiminin farklı türlerine bakmak için – doğru zamansal çerçevelerin benimsenmesi dahil – daha gelişmiş bir kavramsal çerçeve geliştirmek ve doğru veri kaynaklarını saptamak bulunmaktadır.
  Commentaar ‘“ het drugs...  
De boodschap is duidelijk: als Europa een stijging van de kosten van de volksgezondheid in verband met het gebruik van deze drug wil vermijden, dan mag stabilisatie van het algemeen cocaïnegebruik niet leiden tot miskenning van de behoefte aan zowel een betere vaststelling van en meer inzicht in cocaïnegerelateerde problemen als aan investeringen in de ontwikkeling van effectieve beleidsmaatregelen.
Opioid uyuşturucularına atfedilen ölümlerin toksikolojik analizlerinde kokain sıklıkla görülmekte olup, bazı ülkelerde eroin sorunlarını tedavi edenler için kokainin eroinle birlikte kullanımı belirgin bir sorun haline gelmiştir. Veriler sınırlı olmakla beraber, 2005 ulusal raporlarında 400’den fazla ölümün nedensel olarak kokain kullanımına bağlı olduğu tespit edilmiş ve kokaine bağlı ölümlerin yüksek yaygınlıklı ülkelerin tümünde artmakta olduğu gözlemlenmiştir. Bu rakam neredeyse kesin olarak gerçek rakamın altındadır ve kokain kullanımının kalp damar sorunlarına bağlı ölümlerdeki etkisi bilinmezliğini korumaktadır. Mesaj açıktır: Avrupa bu uyuşturucuyla ilişkili kamu sağlığı harcamalarında bir artış yaşamaktan kaçınacaksa, genel kokain kullanımında görülen herhangi bir dengelenmenin, kokaine ilişkin sorunların daha iyi teşhis edilmesi ve anlaşılması ihtiyacı ile etkin tepkiler geliştirilmesine yönelik yatırım yapma gereğini maskelememesi gerekmektedir.
  Hoofdstuk 8: De monitor...  
Het is niettemin waarschijnlijk dat sommige landen een forse populatie chronische probleemgebruikers hebben waarvan het moeilijk is ze per primaire drug in te delen en die problemen kunnen ondervinden vanwege het gebruik van zowel legale als illegale middelen.
Uyuşturucu kullanımı hakkındaki çoğu raporlama, geçerli pratik ve yöntemsel sebeplerle, her maddeyi ayrı olarak tanımlamaktadır. Bu durum, mevcut davranışsal ölçütlere dayanan raporlamayı kolaylaştırmak için gerekli olan kavramsal netliği sağlamakta ama farklı uyuşturucu kullanıcılarının çoğunlukla bir dizi yasadışı ve yasal madde kullanıyor veya kullanmış olabileceği ile ayrıca birden fazla uyuşturucuyla sorun yaşıyor olabileceği gerçeğini göz ardı etmektedir. Bu kullanıcılar bir uyuşturucu türünü bir diğerinin yerine kullanabilir veya tercih ettikleri uyuşturucuyu zaman içerisinde değiştirebilir veya birbirini tamamlayıcı olarak kullanabilirler. Bu çeşit bir karmaşıklık, analiz farklı zamanlardaki uyuşturucu tüketiminin basit davranışsal ölçütleriyle sınırlandırılmış olsa dahi, bir izleme sistemi için son derece zordur. Sorunlu ve bağımlı kullanım kavramları da eklendiği takdirde, bu karmaşıklıklar daha da artmakta ve beslenen analize olanak vermek için Avrupa düzeyinde çok az sağlam veri bulunmaktadır. Buna rağmen, bazı ülkelerde, birincil maddeye göre sınıflandırılması zor olan ve hem yasadışı hem de yasal maddeler kullanmalarından kaynaklanan sorunlar yaşıyor olabilecek, önemli bir kronik sorunlu uyuşturucu kullanıcısı nüfusu bulunması olasıdır. Bu sorunu ele almak, çoklu uyuşturucu kullanımı şekillerinin daha iyi anlaşılmasını ve bu anlayışın ulusal ve Avrupa düzeyinde raporlamayı geliştirmeye yönelik uygulanmasını gerektirmektedir.
1 2 Arrow