zuiden – Turkish Translation – Keybot Dictionary

Spacer TTN Translation Network TTN TTN Login Deutsch Français Spacer Help
Source Languages Target Languages
Keybot 22 Results  www.nato.int
  Zo dichtbij - en toch z...  
Maar nu er een ongekend wrede drugsoorlog woedt ten zuiden van de grens tussen Amerika en Mexico, die - zo als bekend - zo lek is als een mandje, is dat in de straten van Amerika niet te merken.
Fakat girip çıkması çok kolay olan ABD-Meksika sınırının güneyinde yaşanan benzeri görülmemiş vahşet ve şiddet olayları Amerikan sokaklarında hiç hissedilmedi.
  Zo dichtbij - en toch z...  
Mexicaanse drugs-handelaars onthouden zich van al te veel bloedvergieten op de Amerikaanse straten, omdat de reactie daarop een spaak in het wiel zou steken van hun eerste prioriteit: geld verdienen en de drugswinsten naar het zuiden doorsluizen.
Bugünkü durumu kesinlikle suçluların iyi niyetine borçluyuz. Meksikalı uyuşturucu tüccarlarının Amerikan sokaklarında rasgele kan dökmekten kaçınmalarının nedeni bunun yaratacağı tepkinin kendi önceliklerine (işin ve uyuşturucudan kazanılan paranın güneye akışı) zarar vereceğidir.
  NATO Review - Afghanist...  
Ik denk dat toen de Britten binnenkwamen in 2006, dat er voor die tijd 500 commando’s actief waren in het zuiden, en het was dus niet verwonderlijk, dat de Talibaan de kans kregen daar vaste voet aan de grond te krijgen, netwerken op te zetten, en de taak van de Afghaanse regering veel, veel moeilijker te maken, toen voor hun de tijd kwam om zich naar het zuiden te bewegen.
Uluslararası toplum ve Afgan hükümeti sadece kendi mesajlarını iletmenin yeterli olmadığını ve karşı propaganda yapmanın ne kadar önemli olduğunu anlamakta biraz geciktiler. Bu raporun ele alınması gereken konuların daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacağını umuyoruz.
  NATO Review - Afghanist...  
Wij zijn zeer kritisch over de strategie van begin 2003, eind 2002, om troepen te sturen naar het relatief veilige noorden terwijl het zuiden, Helmand, in het bijzonder, verstoken bleef van vredeshandhavers of internationale troepen.
Bu imajın zamanla kısıtlı olduğunu sanmıyorum. Kendilerini en etkili şekilde nasıl tanıtmaları gerektiğini gayet iyi biliyorlar - bu insanlar bir boşlukta iş görmüyorlar. Irak’ta neler olduğunu, Internet ve medyanın nasıl yaygın biçimde kullanıldığını gördüler. Asimetrik savaşta kendini tanıtmanın önemini anladılar ve bunu sürdürecekler.
  NATO Review - Afghanist...  
Ik denk dat toen de Britten binnenkwamen in 2006, dat er voor die tijd 500 commando’s actief waren in het zuiden, en het was dus niet verwonderlijk, dat de Talibaan de kans kregen daar vaste voet aan de grond te krijgen, netwerken op te zetten, en de taak van de Afghaanse regering veel, veel moeilijker te maken, toen voor hun de tijd kwam om zich naar het zuiden te bewegen.
Uluslararası toplum ve Afgan hükümeti sadece kendi mesajlarını iletmenin yeterli olmadığını ve karşı propaganda yapmanın ne kadar önemli olduğunu anlamakta biraz geciktiler. Bu raporun ele alınması gereken konuların daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacağını umuyoruz.
  China’s economie: haar ...  
Soortgelijke strategieën zijn gebruikt in Afrika ten zuiden van de Sahara. Premier Wen Jiabao heeft laten doorschemeren dat er $10 miljard dollar aan leningen versterkt zouden kunnen worden gedurende de komende drie jaar – verge-lijkbaar met de $10 miljard die aan Kazachstan zijn gegeven tijdens de crisis in de banksector daar – wat de weg moet banen voor investeringen.
Sahra altı Afrika’sında da benzer stratejiler uygulanmıştır. Başbakan Wen Jiabao önümüzdeki üç yıl içinde 10 milyar dolarlık kredi verilebileceğini—Bankacılık krizi sırasında Kazakistan’a verilen 10 milyar dolarlık borç gibi—ve bunun yatırımların önünü açacağını ifade etmiştir. Nitekim önerilen anlaşmaların bazıları Orta Asya’dakilerden de büyüktür. Nijer-Çin petrol projesi tahminen 5 milyar Amerikan dolarına çıkarken Gine’de 7-9 milyar dolarlık yatırımlar yapılması teklif edilmektedir.
  NATO Review - Boekarest...  
Wat wel veranderde, was de duidelijke Amerikaanse betrokkenheid bij de defensie van Europa. De Sovjettoestemming voor de aanval van Noord-Korea op het Zuiden vloeide voort uit de overtuiging, dat Amerika nooit betrokken zou raken bij een conflict op het Koreaanse schiereiland.
NATO’nun kurulması Batı ile Doğu arasındaki askeri dengeyi hemen etkilemedi. Doğu hala önemli bir askeri avantaja sahipti. Ama NATO’nun kuruluşu Amerika’nın Avrupa savunması konusundaki taahhüdünü netleştirdi. Sovyetlerin Kuzey Kore’nin Güney Kore’ye saldırmasına izin vermelerinin nedeni Amerika’nın Kore yarımadasındaki bir çatışmaya müdahale etmeyeceğine inanmalarıydı. Fakat Nisan 1949’da resmi bir ittifakın imzalanmasından sonra Amerika’nın Avrupa’da öylece beklemesi hayal bile edilemezdi.
  NAVO Kroniek - De NAVO ...  
Bijvoorbeeld, als beide partijen ‘een duidelijk doel delen’ en willen zorgen dat het volk van Libië ‘in vrijheid vorm kan geven aan zijn eigen toekomst’, is het ook zo dat Moskou het optreden van de NAVO in Libië heeft bekritiseerd. Ambassadeur Rogozin heeft gesuggereerd dat dit het begin is van de uitbreiding van de NAVO naar het zuiden.
Bu arada iki tarafında ilişkileri geliştirmenin dışında, kaynak, dikkat ve zaman gerektiren daha başka öncelikleri de vardır. Ve ilişkinin temelinde bazı belirsizlikler ve gerginlikler süregelmektedir. Örneğin, eğer iki taraf da Libya halkının “kendi geleceklerine özgürce karar verebileceklerini” destekleyen “net bir hedef”te buluşuyorlarsa, Moskova NATO’nun oradaki eylemlerini neden eleştiriyor? Büyükelçi Rogozin, bunu NATO’nun güneye doğru genişlemesinin başlangıcı olarak görüyor. Moskova, NATO’yu BM’nin sivilleri koruma konusundaki görev yönergesini aşmış olduğu için de eleştiriyor.
  Nato Review  
Het Bondgenootschap wil ook trachten alle misvattingen weg te nemen die wellicht zijn ontstaan over de activiteiten van de NAVO. De NAVO wil met name de mythe ontzenuwen dat het Bondgenootschap op zoek zou zijn naar nieuwe, kunstmatig gecreëerde vijanden in het Zuiden.
Genel olarak NATO’nun Akdeniz Diyaloğu’nun amacı, bölgesel güvenlik ve istikrara katkıda bulunmak, ve NATO ve Akdeniz Diyaloğu Ortakları arasında daha iyi bir anlayış ortamının kurulmasıdır. İttifak’ın bir amacı da NATO faaliyetleri ile ilgili yanlış algılamaları ortadan kaldırmak, İttifak’ın Güneyde yapay düşmanlar yaratma arayışında olduğu yönündeki asılsız inanışları düzeltmek, ve doğmakta olan Avrupa güvenlik mimarisinin İttifak’ın Güneydeki komşularını dışarıda bırakacağı yönündeki korkuları silmektir. Kısacası, NATO, Akdeniz’in yeni bir bölünme çizgisi olduğu şeklindeki yanlış algılamaları ortadan kaldırmak ve Akdenizli Ortaklarının endişelerini gidermek ve güvenlik konusundaki yanlış düşüncelerini düzeltmek istemektedir.
  In vorm blijven op je z...  
Naarmate de regering van Obama alle NAVO-operaties in het zuiden en oosten van Afghanistan verder overneemt, zou dit corps kunnen voorkomen dat de Amerikaanse Bondgenoten zich in feite terugtrekken en ervoor zorgen dat de VS de NAVO als een nuttig instrument blijft beschouwen.
Bu amaçla önümüzdeki Zirve toplantısında bir NATO Askeri Danışmanlar Daimi Kurulu oluşturulabilir. Böyle bir kurul ISAF’ın tüm sorunlarını çözmez, ama Avrupa’nın çalışmalarını güçlendirir ve ISAF’ın yeteneklerini arttırır. Bu şekilde Obama yönetimi yavaş yavaş NATO’nun Afganistan’ın güneyinde ve doğusundaki tüm NATO operasyonlarını üstlenirken müttefiklerin geri çekilmemelerini ve ABD’nin NATO’yu yararlı bir araç olarak görmeye devam etmesini sağlayabilir.
  NATO Review - Afghanist...  
En op alle fronten is een beter lastenverdeling noodzakelijk. Bijvoorbeeld, Amerikaanse, Britse, Canadese en Nederlandse troepen worden nog steeds het zwaarst getroffen door de heftige gevechten in het zuiden en oosten van Afghanistan.
Her şeyden önce NATO devletlerinden ilave fon ve malzeme almak diş çekmek kadar zordur. Birçok NATO parlamentosunda, medya ve kamuoyunda bu konuda ateşli tartışmalar yaşanmıştır. Her ne kadar 40 NATO ülkesi misyona bir şekilde bir katkı sağlıyorsa da, bütüne bakıldığında mevcut çabalar ve kaynaklar burada yürütülmekte olan misyon için hala yetersizdir. Sorumlulukların paylaşılmasında tüm tarafların daha fazla gayretine ihtiyaç vardır. Örneğin, ABD, BK, Kanada ve Danimarka birlikleri Afganistan’ın doğusu ve güneyinde, çatışmaların en ağır olduğu yerlerde görev yapmaktadırlar.
  Nato Review  
In het Bondgenootschappelijk Strategisch Concept uit 1999 lazen de Arabische Dialooglanden al een verschuiving in de mogelijke NAVO-missies, naar de aanpak van meer uiteenlopende gevaren, waarvan er veel uit het Zuiden afkomstig zijn.
İttifak’ın 1999 Stratejik Kavramı, Arap Diyaloğu ülkelerine NATO misyonlarının güneyden kaynaklanan çeşitli riskleri ele alacak şekilde değişeceği fikrini vermişti. NATO’nun yönergesi ile ilgili bu geniş yorum doğal olarak güneydeki ülkeler arasında İttifak faaliyetlerinin coğrafi sınırlarının sorgulanmasına yol açtı. Ayrıca NATO’nun Kosova’ya müdahalesi ve ABD önderliğindeki Irak kampanyası nedeniyle bu sorular İttifak’ın ve her bir müttefikin bireysel hazırlık olma düzeyleri konusunda endişelere yol açtı.
  Nato Review  
We werken ook steeds nauwer samen met de Verenigde Staten, Canada, Noorwegen en Zwitserland, en met landen in de directe omgeving van de EU ten oosten en ten zuiden van ons, en we proberen hulp te bieden bij de terrorismebestrijding in landen als Marokko, en Jordanië.
Global bir tanımın olmaması terörizme karşı mücadele çalışmalarının yasal bir temele dayanmadığı anlamına gelmez. Terörizmin çeşitli boyutları konusunda 12 konvansiyona sahibiz. Nükleer Terörizm Konvansiyonu’nun kabul edilmesi ile bu sayı 13 oldu. Bu konvansiyonların hepsi yasal açıdan bağlayıcı. Ancak maalesef bugüne kadar dünya ülkelerinin sadece üçte biri 12 konvansiyonun tümünü onayladı. Bu nedenle Avrupa Birliği Terörist Bombalamaların Engellenmesi Konvansiyonu ve Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Konvansiyonu da dahil olmak üzere, bu 12 konvansiyonun tüm dünyada onaylanması gerektiğini savunuyor. Son olarak, Avrupa Birliği kendi dahili işlevleri için terörizmi tanımlayan birçok yasal araca sahip.
  Nato Review  
Uitbreiding naar het zuiden en oosten betekende ook dat ISAF zich moest concentreren op het versterken van de relaties met het Pakistaanse leger, en het Afghaanse Nationale Leger, d.m.v. de Tripartiete Commissie.
HQ ISAF IX, görev süresi boyunca NATO misyonunun coğrafi sınırlarının genişletilmesi ile görevliydi ve bunu yerine getirdi. ISAF daha önce uluslararası kuvvetlerin hiç ulaşamadığı yerlere kadar ilerleyerek Afgan hükümetinin iradesini bu bölgelere yaydı. Ağustos ve Eylül 2006’da askerler daha önce hiç devriye girmemiş bölgelere girerken Taliban’ın hem Kandahar’ı hem de batıda Kabil ile Herat’ı birbirine bağlayan 1 numaralı otoyolu tehdit eden bir savunma hazırladığı ortaya çıktı. Niyetleri Kandahar’ı almak ve böylece Devlet Başkanı Karzai’nin hükümetine telafisi imkansız hasarlar vermekti. Hükümete ve ISAF’ın inanılırlığına karşı yapılan bu meydan okuma karşılıksız bırakılamazdı.
  Azië, de NAVO en haar p...  
Australië, een land met meer dan 1.000 manschappen op gevechtsmissies in het zuiden van Afghanistan, heeft het meest van zich laten horen op dit gebied en de NAVO heeft hard geprobeerd aan haar wensen tegemoet te komen.
Avustralya ve Yeni Zelanda’nın NATO ile aralarındaki ilişkilerin gelişmesi büyük ölçüde ISAF’a asker göndermelerine dayanır. Dolayısıyla Japonya-NATO ilişkilerinin aksine, Avustralya-NATO ve Yeni Zelanda-NATO ilişkilerinin temel direği operasyonel işbirliğidir. Bu ülkeler de NATO’yu bir uluslararası çerçeve olarak da kullanmaktadırlar. NATO olmasaydı Avustralya ve Yeni Zelanda Afganistan’daki uluslararası askeri çalışmalara katılmazlardı. NATO bu ülkelerin Afganistan’daki uluslararası çalışmalara katkıda bulunmalarını sağlamıştır. ISAF’a katıldıktan sonra Avustralya ve diğer katkıda bulunan diğer ülkelerin daha çok istihbarat paylaşımı ve politika yapımında ve daha sonrasında karar mekanizmasında daha fazla söz hakkı talep etmeleri gayet doğaldır. Afganistan’ın güneyinde çatışmalara katılan 1000’den fazla askeri bulunan Avustralya bu konuları en çok dile getiren ülkedir, ve NATO da bu talepleri karşılamaya çalışmıştır.
  Nato Review  
Het rapport raadde ook een eventuele verdere expansie van de NAVO in zuidelijke richting aan "om de traditionele focus op Midden-Europa af te zwakken en nieuwe mogelijkheden te scheppen om in het Zuiden actief te zijn".
başlığıyla yayınlanan RAND raporu çeşitli politika önerileri içeriyordu. Bunlardan bazıları sivil toplum örgütlerinin geliştirilmesi ile ilgili önlemler; bölgenin güvenlik gündeminin terörizm, enerji güvenliği, mülteci akını, sivil olağanüstü hal planlama ve KİS’lerin yayılmasını da kapsayacak şekilde genişletilmesi; BİO’ya benzer pratik savunma faaliyetleri; parlamenter faaliyetlerin Diyalog’un resmi bir parçası haline getirilmesi; Akdeniz’de bir kriz önleme ve güven arttırma ağı oluşturulması; iki taraflı savunma tatbikatları; bir NATO Akdeniz savunma etütleri ağı oluşturulması; ve Diyalog'un mali kaynaklarının arttırılması idi. Rapor ayrıca NATO’nun “Orta Avrupa üzerinde yoğunlaşmış olan geleneksel odak noktasını güneye doğru çekmesini ve bu bölgede bazı yeni faaliyetlere olanak sağlamasını öneriyordu.
  Nato Review  
De weinige Serviërs die in het noorden van Kosovo wonen, dicht bij Servië, denken misschien dat ze weinig of niets te verliezen hebben als ze de verkiezingen boycotten. Maar de meerderheid van Kosovaarse Serviërs die in het zuiden van Kosovo wonen, zijn de duidelijke verliezers.
Her şeyden önce hareket özgürlüğü konusunu ele almak zorundayız çünkü bu sorun önemini sürdürüyor. Kosova’da hala dikenli tellerle çevrilmiş, KFOR’un korumasına muhtaç köyler var. Kosovalı Sırpları kazanmanın bir yolu da ademi merkeziyetçiliği teşvik etmek. Örneğin, Kosovalı Sırplar nüfusun çoğunluğunu oluşturdukları belediyelerde yerel hizmetlerin sağlanması gibi konuları üzerlerine alabilirlerse Kosova’da bir gelecekleri olduğuna ve barış sürecinin kendileri için önemli olduğuna inanabilirler. Kosova’nın kuzeyinde Sırbistan’a yakın kısımlarda yaşayan az sayıdaki Sırp seçimleri boykot etmekle kaybedecek bir şeyleri olmadığını düşünebilir. Ama Kosova’nın güneyinde yaşamakta olan ve çoğunluğu teşkil eden Sırpların kaybedecek şeyleri çok. Bugün hem onlara hem de güvenlik, insan hakları, ve gelecekleri konusunda kaygı duyan herkese ulaşmalıyız.
  West-Afrika: centraal s...  
Uit drugsvangsten in zee- en op luchthavens blijkt dat er twee aparte centra zijn voor de cocaïnehandel in West-Afrika. Een in het zuiden, dat vermoedelijk cocaïne smokkelt naar de Bocht van Benin en vandaar naar Togo, Benin, en Nigeria.
Gerek denizde gerekse hava alanlarında ele geçirilen kokaine dayanarak Batı Afrika’da kokain satışının en az iki belirgin dağıtım merkezi olduğu söylenebilir. Güneydeki merkezden kokain önce Bight of Benin’e, oradan da Togo, Benin ve Nijerya’ya yönlendirilir. Kuzeyde ise giriş noktaları Gine-Bissau ve Gine-Konakri’dir; kokain buradan uçakla büyük olasılıkla Sierra Leone ve Moritanya’ya ulaştırılır. Bu uyuşturucular hava kurye servisi için Senegal, Mali ve Gambia’ya da gönderilebilir. Kaçakçılık faaliyetlerinin en çok arttığı dönemde hava kurye taşımacılığının en büyük merkezi Bamako idi—kokain sevkıyatının yapıldığı sahil ülkelerinden 1,000 km kadar uzakta olmasına rağmen. Güzergahın denizden içerilere doğru saptırılmasının nedeni ticari olabilir: keten keneviri uzun zamandır Mali’den ithal ediliyordu, ve alıcılar para yerine kokain ile ödeme yapma konusunda iyi bir “takas” anlaşması yapmış olabilirler.