zulke – Turkish Translation – Keybot Dictionary

Spacer TTN Translation Network TTN TTN Login Deutsch Français Spacer Help
Source Languages Target Languages
Keybot 14 Results  www.eso.org
  ESO - Persberichten  
Ze zijn te danken aan de indrukwekkende capaciteiten van de infraroodcamera HAWK-I. Opnamen als deze geven astronomen inzicht in het ontstaan en de evolutie van de opmerkelijke spiraalpatronen in zulke stelsels.
10 Haziran 2010: Gökbilimciler ilk kez bir ötegezegenin hareketini, ev sahibi yıldızının bir kenarından diğer kenarına doğru ilerlerken doğrudan takip edilebildiler. Gezegen şimdiye kadar doğrudan görüntülemeyle bulunan gezegenler arasında en küçük yörüngeye sahip, yıldızına olan uzaklığı, Satürn gezegenin Güneş'e olan uzaklığı kadar. Bilimadamları güneş sistemimizdeki dev gezegenlerle benzer şekilde oluşmuş olabiliceğine inanıyorlar. Yıldızın çok genç olması nedeniyle, bu keşif gaz devi gezegenlerin kozmik ölçekte kısa bir zaman dilimi olan bir kaç milyon yılda, disklerin içinde oluşabileceğini kanıtlamaktadır.
  ESO - Persberichten  
10 november 2010: Astronomen van de Europese Zuidelijke Sterrenwacht (ESO) hebben een spectaculaire nieuwe opname gemaakt van het beroemde ‘Atomen voor de vrede’-stelsel (NGC 7252). Deze kop-staartbotsing van twee sterrenstelsels biedt astronomen de gelegenheid om te onderzoeken hoe zulke galactische fusies van invloed zijn op de evolutie van het heelal.
23 Haziran 2010: Gökbilimciler ilk kez bir ötegezegenin atmosferinde bir süper fırtına ölçümü gerçekleştirdiler, iyi bilinen "sıcak Jüpiter" HD209458b. Karbon monoksit gazının çok yüksek-hassasiyetli gözlemleri gazın çok büyük bir hızla gezegenin oldukça sıcak gündüz kısmından daha soğuk gece bölgesine doğru aktığını göstermektedir. Gözlemler ayrıca bir "ilke" daha imkan sağlamıştır - ötegezegenin kendisinin ilk yörünge hızının ölçümü, bu gezegenin kütlesinin doğrudan ölçülebilmesi anlamına gelmektedir.
  ESO - Persberichten  
Het internationale onderzoeksteam schat dat er alleen al in de Melkweg tientallen miljarden van zulke planeten bestaan, waarvan waarschijnlijk een stuk of honderd in de onmiddellijke nabijheid van de zon.
14 Mart 2012: ESO’nun Çok Büyük Teleskopu ile yapılan yeni gözlemler genç gökadaların büyüme süreçlerinin anlaşılması konusunda önemli bir katkı sağladı. Kendi türündeki en büyük tarama olan çalışmada gökbilimciler gökadaların gençlik çağlarında beslenme alışkanlıklarında değişikliğe gittiklerini buldular - zaman olarak bu Büyük Patlama’dan yaklaşık 3 ila 5 milyar yıl sonrasına karşılık geliyor. Gökadalar bu sürecin başlangıcında abur cubur olarak gazları tercih ederken, sonrasında çoğunlukla daha küçük başka gökadaları yutarak büyümeye devam ediyorlar.
  ESO - Persberichten 2010  
Ze zijn te danken aan de indrukwekkende capaciteiten van de infraroodcamera HAWK-I. Opnamen als deze geven astronomen inzicht in het ontstaan en de evolutie van de opmerkelijke spiraalpatronen in zulke stelsels.
13 Ekim 2010: ESO’nun Çok Büyük Teleskop’u ile gerçekleştirilen yeni gözlemlerle ilk kez genç gökadaların çevrelerindeki soğuk gazı yutarak onları birçok yıldızın oluşumunda yakıt olarak kullandıklarına dair doğrudan kanıtlar elde edildi. Büyük Patlama’dan sonraki ilk birkaç milyar yıl içinde normal gökadaların kütlesi önemli ölçüde artış göstermiştir ve buna neden olan sürecin anlaşılması günümüzde modern astrofiziğin en hararetli problemlerden biridir. Sonuçlar Nature dergisinin 14 Ekim tarihli sayısında yayınlanacaktır.
  ESO - De eerste objecte...  
Een van de meest opwindende doelstellingen van de E-ELT is de mogelijkheid om directe metingen te doen van de versnellende uitdijing van het heelal. Zulke metingen zijn van groot belang voor ons begrip van het heelal.
E-ELT'nin en heyecan verici hedeflerinden biri, evrenin genişleme ivmesini doğrudan ölçebilecek olmasıdır. Bu tarz bir ölçüm, evren anlayışımıza büyük bir katkı sağlayacaktır. E-ELT aynı zamanda temel fiziksel sabitlerin zaman içindeki değişimini de araştıracak. Bu tarz değişimlerin kesin tespit edilmesi, genel fizik kanunlarını algılayışımızda geniş kapsamlı sonuçlar doğurabilecektir.
  ESO - Persberichten 2010  
10 november 2010: Astronomen van de Europese Zuidelijke Sterrenwacht (ESO) hebben een spectaculaire nieuwe opname gemaakt van het beroemde ‘Atomen voor de vrede’-stelsel (NGC 7252). Deze kop-staartbotsing van twee sterrenstelsels biedt astronomen de gelegenheid om te onderzoeken hoe zulke galactische fusies van invloed zijn op de evolutie van het heelal.
27 Ekim 2010: ESO’nun Şili’de bulunan Paranal Gözlemevi’ndeki Çok Büyük Teleskop’u (VLT) ile alınan bu yeni görüntülerde altı olağanüstü sarmal gökada görülmektedir. HAWK-I kamerasının etkileyici gücü kullanılarak kızılötesi ışıkta çekilen görüntüler, gökbilimcilere gökadalardaki dikkat çekici sarmal şekillerin nasıl oluştukları ve evrimleştiklerini anlamaları konusunda yardımcı olacak.
  ESO - De eerste objecte...  
Een van de meest opwindende doelstellingen van de E-ELT is de mogelijkheid om directe metingen te doen van de versnellende uitdijing van het heelal. Zulke metingen zijn van groot belang voor ons begrip van het heelal.
E-ELT'nin en heyecan verici hedeflerinden biri, evrenin genişleme ivmesini doğrudan ölçebilecek olmasıdır. Bu tarz bir ölçüm, evren anlayışımıza büyük bir katkı sağlayacaktır. E-ELT aynı zamanda temel fiziksel sabitlerin zaman içindeki değişimini de araştıracak. Bu tarz değişimlerin kesin tespit edilmesi, genel fizik kanunlarını algılayışımızda geniş kapsamlı sonuçlar doğurabilecektir.
  ESO - Persberichten  
Deze verrassende ontdekking roept twijfels op over de bestaande theorieën over het ontstaan van rotsachtige planeten ter grootte van de aarde. Zulke planeten zouden wel eens talrijker kunnen zijn dan gedacht.
30 Kasım 2012: Atacama Büyük Milimetre/milimetre-altı Dizgesi’ni (ALMA) kullanan gökbilimciler ilk kez bir kahverengi cücenin etrafındaki toz diskinin içerisinde, yeni doğan yıldızların etrafındaki yoğun disklerde olduğu gibi milimetre-boyutlarında katı parçacıklar buldu. Şaşırtıcı bulgular Dünya-boyutlarındaki kayalık gezegenlerin nasıl oluştuklarına dair teorileri zorlamakla birlikte, bu tür gezegenlerin sanılandan daha yaygın olabileceği sonucunu da ortaya çıkarıyor.
  ESO - Samenwerkingen  
De Europese industrie speelt zonder meer een vitale rol in de realisatie van ESO-projecten. Zonder de actieve en enthousiaste deelname van commerciële partners in de lidstaten en Chili zouden zulke projecten niet mogelijk zijn.
ESO, kullanıcıları için yenilikçi ve daha iyi astronomik teleskoplar ve aletler sağlamak için yüksek teknolojiyi kullanan çok sayıda Avrupa endüstrisiyle yakın işbirliği yapmaktadır. Aslında Avrupa sanayisi ESO projelerinin gerçekleştirilmesinde hayati bir rol oynamaktadır. Tüm üye ülkeler ve Şili'deki ticari ortakların aktif ve gayret içeren katkıları olmaksızın bu tür projelerin gerçekleştirilebilmesi mümkün olmayacaktır. Daha fazla bilgi Sanayi İlişkileri başlığı altında bulunabilir.
  ESO - ALMA  
Astronomen kunnen deze straling benutten om de chemische en fysische omstandigheden in moleculaire wolken – de dichte gebieden van gas en stof waar nieuwe sterren worden geboren – te onderzoeken. Vaak zijn zulke gebieden op zichtbare golflengten aardedonker, maar in het (sub)millimetergebied van het spectrum stralen ze helder.
ALMA devrimsel tasarıma sahip, 66 yüksek hassasiyetli antenden oluşan ve 0.3 ila 9.6 mm dalgaboylarında gözlem yapan tek bir teleskop olacak. Ana dizgesi 12-metrelik çapa sahip tek bir teleskop -bir girişim ölçer- gibi davranan 50 antene sahip olacak. Ek olarak 12-metrelik 4 adet ve 7-metrelik 12 adet yoğun dizge antenleri bunu tamamlayacak. 66 ALMA anteni antenler arası maksimum mesafenin 150 metreden 16 kilometreye kadar değiştiği yerlerde farklı konfigürasyonlarda ayarlanabilecek, ki bu da ALMA’ya çok güçlü bir değişken “yakınlaştırma” özelliği katacak. Bu, Evren’i milimetre ve milimetre-altı dalgaboylarında daha önce benzeri görülmemiş hassasiyette ve çözünürlükte, Hubble Uzay Teleskopu’ndan 10 kat daha fazla keskinlikte bir görüş ile ve VLT Girişimölçeri ile yapılmış görüntüleri tamamlayıcı olarak incelemeye yardımcı olacak.
  ESO - Persberichten  
12 april 2012: Een nieuwe, nog in aanbouw zijnde sterrenwacht heeft voor een grote doorbraak gezorgd in het onderzoek van een nabij planetenstelsel, en belangrijke aanwijzingen opgeleverd over de manier waarop zulke stelsels ontstaan en evolueren.
28 Mart 2012: ESO’nun gezegen avcısı HARPS aygıtı ile elde edilen yeni sonuçlara göre sönük kırmızı yıldızların etrafındaki yaşanabilir bölgelerde Dünya’dan çok da büyük olmayan kayalık gezegenler oldukça yaygın olarak bulunuyor. Uluslararası araştırma ekibinin tahminlerine göre sadece Samanyolu gökadasında on milyarlarca, Güneş’e komşu yıldızların etrafından ise büyük olasılıkla 100 kadar gezegen olabilir. Araştırma sayesinde Samanyolu’ndaki yıldızların % 80’ini oluşturan kırmızı cüce yıldızların etrafındaki süper-Dünyaların sayısı hakkında ilk kez doğrudan bir ölçüm yapılmış oldu.
  ESO - Relaties met de I...  
Sterker nog, de Europese industrie speelt een cruciale rol bij de realisatie van ESO-projecten. Zonder de actieve en enthousiaste medewerking van commerciële partners uit alle lidstaten en Chili, zouden zulke projecten niet mogelijk zijn.
ESO bilimcileri ve mühendisleri Avrupa endüstrisindeki ve Avrupa araştırma enstitülerindeki meslektaşlarıyla, geleceğin önemli teknolojilerini geliştirmek için, aktif olarak beraber çalışırlar. Nitekim Avrupa endüstrisi ESO projesinin gerçekleştirilmesinde önemli rol oynamaktadır. Tüm üye ülkelerin ve Şili’nin ticari ortaklarının aktif ve hevesli katılımı olmadan bu tür projeler gerçekleştirilemezdi. Teknoloji aktarımı ESO’nun araştırma ve geliştirme aktivitelerinin değerini halkın gözünde yükseltiyor, özellikle ESO üyesi ülkelerde.
  Van kosmische reserveba...  
Daarmee is het één van de snelst groeiende bekende planetaire nevels. De term "planetaire nevel" ontstond in de 19e eeuw, tijdens de eerste waarnemingen van zulke objecten. Gezien door de toen beschikbare kleine telescopen, leken ze een beetje op reuzenplaneten.

Gün batımı bir iÅŸ gününün daha bittiÄŸinin tipik bir iÅŸaretidir. Åžehrin ışıkları yavaÅŸça yanarken insanlar hoÅŸ bir akÅŸamın ve iyi bir gece uykusunun tadını çıkarmak için evlerine dönmeye sabırsızlanıyorlar. Ancak, Åžili’de bulunan ESO’nun Paranal Gözlemevi’ndeki gökbilimciler gibi gözlem evinde çalışan gökbilimcileri bu durum ilgilendirmemektedir. GüneÅŸ ufukta gözden kaybolur kaybolmaz gözlemler baÅŸlıyor. Her ÅŸeyin akÅŸam karanlığından önce hazır olması gerekiyor.

Bu panoramik fotoÄŸraf, Cerro Paranal’da ESO’nun Çok Büyük Teleskop ’unun (VLT) karşısında harika bir alacakaranlık yakaladı. Evren’in inceleneceÄŸi bir gece için teleskoplar kullanıma hazırlanırken fotoÄŸrafta VLT’nin çevresi dikkati çekiyor. VLT, 8.2 metre çapında ana aynaları ile dört Birim Teleskop ‘tan ve görüntünün sol köÅŸesinde görülebilen dört hareketli 1.8 metre Yardımcı Teleskop’tan (AT) oluÅŸan dünyanın en güçlü ve geliÅŸmiÅŸ optik teleskopudur.

Teleskoplar ayrıca tek bir dev teleskop gibi gökbilimcilerin olası en iyi detayları gözleyebilmesini saÄŸlayan ESO Çok Büyük Teleskop Ä°nterferometresi (VLTI) olarak bir arada çalışabilmektedir. Bu yapılandırma sadece yılda sınırlı sayıdaki gecede kullanılır. 8.2 metrelik Birim Teleskop’lar çoÄŸu zaman ayrı ayrı kullanılıyor.

Son 13 yıldan beri, VLT’nin gözlemsel gökbilimde çok büyük bir etkisi vardır. VLT’nin ortaya çıkması ile Avrupa gökbilim topluluÄŸu yeni bir keÅŸif dönemi yaÅŸadı. Bu keÅŸiflerden en dikkati çekenleri, ESO’nun En iyi 10 Gökbilimsel KeÅŸfinin en iyi üçünden ikisi olan Samanyolu’nun merkezindeki karadeliÄŸin yörüngesindeki yıldızların izleri ve güneÅŸ sistemi dışında bulunan gezegenin ilk görüntüsüdür.

VLT’nin dört Birim Teleskopu adını Åžili ve Arjantin’deki yerli halkın kullandığı eski bir yerli dili olan Mapuçe d

  Van kosmische reserveba...  
Deze deep-field-afbeelding toont wat bekend staat als een supercluster van sterrenstelsels: een gigantische groep van sterrenstelselclusters die zelf ook geclusterd zijn. Dit cluster, Abell 901/902, omvat drie afzonderlijke, grote clusters en een aantal filamenten van sterrenstelsels, wat vaker voorkomt bij zulke superstructuren.

Bu derin alan görüntüsü, bir gökadalar süperkümesi olarak adlandırılan, birbirlerine baÄŸlı dev bir gökada kümeler grubunu göstermektedir. Abell 901/902 olarak bilinen bu grup, üç ayrı ana küme ve süper-yapılara özgü birkaç gökada ipliÄŸi içerir. Bu kümelerden biri olan Abell 901a, yukarıdaki görüntünün ortasına yakın yerde bulunan, ön planda göze çarpan kırmızı yıldızın biraz sağında görülebilir. Abell 901b olarak adlandırılan baÅŸka bir küme, Abell 901a’nın sağında ve biraz aÅŸağısında bulunmaktadır. Son olarak, Abell 902, görüntünün alt kısmında, kırmızı yıldızın tam altındadır.

Abell 901/902 süperkümesi, Dünya’ya iki milyar ışık-yılından biraz daha fazla uzaklıkta olup, yaklaşık 16 milyon ışık-yılı geniÅŸliÄŸindeki bir bölgede yüzlerce gökada barındırmaktadır. Bir karşılaÅŸtırma yapacak olursak, 50’den fazla gökada arasında Samanyolu’nun da yer aldığı Yerel Gökadalar Grubu yaklaşık on milyon ışık-yılı geniÅŸliÄŸindedir.

Bu görüntü, Åžili’deki La Silla Gözlemevi’nde bulunan MPG/ESO 2.2-metrelik teleskop üzerindeki GeniÅŸ Alan Görüntüleyici (WFI) kameradan alınmıştır. WFI’den ve NASA/ESA Hubble Uzay Teleskopu’ndan alınan veriler kullanılarak 2008 yılında gökbilimciler, süper-yapıyı içeren kümelerin ve münferit gökadaların, engin karanlık madde yığınları içerisinde bulunduÄŸunu göstererek, süperkümedeki karanlık maddenin dağılımını tam olarak haritalayabilmiÅŸlerdir. Gökbilimciler, süperkümelerin arkasında bulunan 60.000 uzak gökadadan gelen ışığın, karanlık maddenin kütleçekiminin etkisiyle nasıl eÄŸilip büküldüÄŸünü inceleyerek karanlık madde dağılımını göstermiÅŸlerdir. Abell 901/902’deki dört