zuurstof – Turkish Translation – Keybot Dictionary

Spacer TTN Translation Network TTN TTN Login Deutsch Français Spacer Help
Source Languages Target Languages
Keybot 12 Results  www.nij.bg
  Beschermgassen  
In de reeks gassen voor MAG-lassen volgt in groep C het zuivere kooldioxide en een kooldioxide/zuurstofmengsel. Dit laatste mengsel wordt in Duitsland niet vaak gebruikt. De gassen in de groep C zijn het sterkst oxiderend omdat het CO2 bij hoge temperatuur van de vlamboog uiteenvalt, waarbij naast koolmonoxide er ook grote hoeveelheden zuurstof ontstaan.
MAG kaynağına yönelik gazların serisini, sadece karbondioksit ve karbondioksit - oksijen karışımı bulunan C grubu gazlar izlemektedir. Son grubun Almanya içerisinde kullanım alanı yoktur. C grubu gazları, en fazla oksidasyona uğrayan gazlardır, çünkü CO2, ark yüksek ısılardayken çözünür ve buna bağlı olarak karbon monoksite ek olarak büyük miktarda oksijen ortaya çıkar.
  Beschermgassen  
De gassen zijn naar oxidatiegedrag ingedeeld van M1.1 tot M3.3, waarbij M1.1 zwak oxiderend is en M3.3 sterk oxiderend is. Het hoofdbestanddeel van deze gassen is argon en zuurstof (O) of kooldioxide (CO2) of zuurstof en kooldioxide (driecomponenten-gas) zijn als actieve componenten bijgemengd.
M1, M2 ve M3 ile alt bölümlere ayrılmış olan büyük M grubu içerisinde MAG kaynağına yönelik gaz karışımları bulunmaktadır. Burada da her bir grup için 3 ya da 4 alt grup bulunmaktadır. Gazlar, oksidasyon tepkimelerine göre M1.1 ila M3.3 arasında düzenlenmişlerdir, bu kapsamda M1.1 daha düşük oksidasyon tepkimesine sahipken, M3.3 en fazla oksidasyon etkisine sahiptir. Bu gazların ana unsuru argondur, aktif bileşenlerde oksijendir (O) veya karbondioksit (CO2) ya da oksijen ve karbondioksit (üç bileşenli gazlar) karışımlarıdır.
  Grondslagen  
Hierdoor wordt het lasmateriaal tegen het binnendringen van de atmosfeergassen zuurstof, waterstof en stikstof beschermd. Het beschermgas heeft naast de beschermingsfunctie ook nog andere functies. Aangezien het de samenstelling van de vlamboogatmosfeer bepaalt, worden ook het elektrische geleidingsvermogen en de laseigenschappen beïnvloed.
Bu şekilde kaynaklanan ürün, beslenmeden önce, atmosferdeki gazlarla, oksijenle, hidrojenle ve azotla korunmaktadır. Koruyucu gaz, koruma fonksiyonuna ek olarak başka görevlere de sahiptir. Bileşimi ark atmosferini belirlediği için aynı zamanda elektrik iletkenliğini ve bu şekilde kaynak özelliklerini de etkilemektedir. Ayrıca yakma ve yanma işlemleriyle, elde edilen kaynak ürününün kimyasal bileşimi, yani metalürjik etki de değişmektedir.
  Beschermgassen  
De gassen zijn naar oxidatiegedrag ingedeeld van M1.1 tot M3.3, waarbij M1.1 zwak oxiderend is en M3.3 sterk oxiderend is. Het hoofdbestanddeel van deze gassen is argon en zuurstof (O) of kooldioxide (CO2) of zuurstof en kooldioxide (driecomponenten-gas) zijn als actieve componenten bijgemengd.
M1, M2 ve M3 ile alt bölümlere ayrılmış olan büyük M grubu içerisinde MAG kaynağına yönelik gaz karışımları bulunmaktadır. Burada da her bir grup için 3 ya da 4 alt grup bulunmaktadır. Gazlar, oksidasyon tepkimelerine göre M1.1 ila M3.3 arasında düzenlenmişlerdir, bu kapsamda M1.1 daha düşük oksidasyon tepkimesine sahipken, M3.3 en fazla oksidasyon etkisine sahiptir. Bu gazların ana unsuru argondur, aktif bileşenlerde oksijendir (O) veya karbondioksit (CO2) ya da oksijen ve karbondioksit (üç bileşenli gazlar) karışımlarıdır.
  Grondslagen  
Het zure type (A), waarvan de bekleding grotendeels uit ijzer- en mangaanertsen bestaat, biedt grote hoeveelheden zuurstof aan vlamboogatmosferen. Het zuurstof wordt ook door het lasmateriaal opgenomen en vermindert daardoor de oppervlaktespanning.
Kaplaması büyük oranda demir ve manganez cevherinden oluşan asidik tip (A), ark atmosferine büyük miktarda oksijen sağlar. Oksijen kaynaklanan ürün tarafından alınır ve bu şekilde yüzey gerilimini düşürür. Buna bağlı olarak çok hassas, sıçraması önlenmiş bir malzeme geçişi ve ince akışkan bir kaynaklanan ürün elde edilir. Bu nedenle bu tipin elektrotları pozisyon kaynaklarında kaynaklanmaya uygun değillerdir. Ark "mümkün olduğunca sıcaktır", yüksek kaynak hızına sahiptir, ancak kenar oyukları oluşma ihtimali barındırır. Belirtilen dezavantajlar, saf asidik tiplerin çubuk elektrotlarının Almanya içerisinde çok az oranda kullanılmasına sebep olmuştur.
  Grondslagen  
De elektrode is daarbij de vlamboogdrager en het lastoevoegmateriaal. De bekleding vormt slakken die en/of beschermgassen die in het lasbad druppelen en het lasbad beschermen tegen het binnendringen van de atmosferische gassen zuurstof, stikstof en waterstof.
Almanya içerisinde son olarak değinilen yöntem, ark elektrot kaynağı veya kısa örtülü elektrot kaynağı (konuşma dilinde ayrıca elektrot kaynakları) olarak da bilinmektedir. İngilizce konuşulan bölgelerde MMA veya MMAW (Manual Metal Arc Welding) olarak bilinmektedir. İşlem, arkın erimekte olan bir elektrot ve bir kaynak banyosu arasında yanmakta olması ile belirginleşmektedir. Harici bir koruyucu kullanılmaz, atmosfere karşı koruyucu tek etki elektrotla sağlanır. Elektrot bu durumda ark taşıyıcısı ve kaynak sarf malzemesidir. Örtme, oksijen, azot ve hidrojen gibi atmosferdeki gazların erişimine karşı damla ve kaynak banyosu ile koruma sağlayan cüruf ve/veya koruyucu gaz oluşturur.
  Grondslagen  
Het zure type (A), waarvan de bekleding grotendeels uit ijzer- en mangaanertsen bestaat, biedt grote hoeveelheden zuurstof aan vlamboogatmosferen. Het zuurstof wordt ook door het lasmateriaal opgenomen en vermindert daardoor de oppervlaktespanning.
Kaplaması büyük oranda demir ve manganez cevherinden oluşan asidik tip (A), ark atmosferine büyük miktarda oksijen sağlar. Oksijen kaynaklanan ürün tarafından alınır ve bu şekilde yüzey gerilimini düşürür. Buna bağlı olarak çok hassas, sıçraması önlenmiş bir malzeme geçişi ve ince akışkan bir kaynaklanan ürün elde edilir. Bu nedenle bu tipin elektrotları pozisyon kaynaklarında kaynaklanmaya uygun değillerdir. Ark "mümkün olduğunca sıcaktır", yüksek kaynak hızına sahiptir, ancak kenar oyukları oluşma ihtimali barındırır. Belirtilen dezavantajlar, saf asidik tiplerin çubuk elektrotlarının Almanya içerisinde çok az oranda kullanılmasına sebep olmuştur.
  Toevoegmaterialen  
Aluminium heeft een zodanig grote verwantschap met zuurstof, dat er snel opnieuw een oxidelaag wordt gevormd op het badoppervlak, zelfs wanneer het oppervlak van het basismateriaal vóór het lassen door borstelen of schrapen oxidevrij werd gemaakt.
Alüminyum metallerin kaynaklanması sırasında, ileride belirtilecek olan istisna dışında, kaynak için alternatif akım kullanılır. Bu, parça üzerindeki ısıya dayanıklı oksit tabakasının giderilmesi için gereklidir. Alüminyum oksidin (AI2O3) erime sıcaklığı yaklaşık 2050°C'dir. Buna karşın saf alüminyum gibi bir ana metal 650°C'de erir. Alüminyumun oksijenle kimyasal yakınlığı çok fazla olup, bu nedenle ana metalin yüzeyi kaynak öncesinde fırça veya zımparalama yöntemleriyle oksit kalmayacak hale getirilse bile, banyo yüzeyinde yine bu gibi katmanlar hızlıca oluşabilmektedir. Yüksek erime noktaları nedeniyle bunlar sadece ark altında kısmen erirler. Kaynak dikişi yüzeyinin büyük bir kısmı kaynak sırasında doğru akıma (doğru kutba) maruz bırakılır, yani sabit bir katman alüminyum oksitle kaplanır. Bu, kaynak banyosunun izlenmesini olanaksız hale getirir ve kaynak metali eklenmesini zorlaştırır. Bu oksit tabakası lehim gibi akışkanlar kullanılarak giderilebilse bile, bu işlemler ekstra iş yükü oluşturmaktadır.
  Toevoegmaterialen  
Door de opname van zuurstof uit de atmosfeer, dat ook bij beschermgaslassen niet volledig kan worden voorkomen, wordt het lasmateriaal niet gekalmeerd en kunnen er poriën optreden door de vorming van koolmonoxide in het lasmateriaal.
Bu çelikler tüm kaynak yöntemleriyle kaynatılabilirler. Ancak kaynak yönteminin seçiminde, kaliteye oranla daha çok ekonomik endişeler rol oynamaktadır. Bu çeliklerdeki düşük performansı nedeniyle TIG yöntemi daha az kullanılmaktadır. Buradaki bir istisnayı kök paso kaynakları oluşturur. Yaklaşık 6mm'den daha fazla et kalınlıklarında neredeyse sadece kök TIG kaynağı kullanılır ve diğer pasolarda daha yüksek performanslı yöntemler tercih edilir. Diğer bir istisna da küçük çapa sahip boru hatlarında uygulanan kaynaklardır. Bunun için TIG yönteminden daha uygun bir yöntem bulunmamaktadır. Diğer bir özel durum ise, az miktarda silisyum içeren alaşımsız boru çeliklerinde (örn. P235) veya böyle boruların gemi burnuna kaynaklanması sırasında gözenek oluşma ihtimalidir. Sadece alüminyumla işlenen derin çekme çeliklerinde de, az miktarda kaynak metaliyle kaynaklama yapıldığında gözenekler oluşabilmektedir. Koruyucu gaz kaynaklarında bile tamamen engellenmesi mümkün olmayan, atmosferden gelen oksijen nedeniyle, kaynaklanan ürün etkileşime girer ve kaynaklanan üründe karbon monoksit oluşumu nedeniyle gözenekler ortaya çıkabilir. Buna bir çözüm olarak, oksijenle hasar vermeyecek şekilde çözülen Si / Mn alaşımlı kaynak metalleri kullanılabilir.
  Toevoegmaterialen  
Door de opname van zuurstof uit de atmosfeer, dat ook bij beschermgaslassen niet volledig kan worden voorkomen, wordt het lasmateriaal niet gekalmeerd en kunnen er poriën optreden door de vorming van koolmonoxide in het lasmateriaal.
Bu çelikler tüm kaynak yöntemleriyle kaynatılabilirler. Ancak kaynak yönteminin seçiminde, kaliteye oranla daha çok ekonomik endişeler rol oynamaktadır. Bu çeliklerdeki düşük performansı nedeniyle TIG yöntemi daha az kullanılmaktadır. Buradaki bir istisnayı kök paso kaynakları oluşturur. Yaklaşık 6mm'den daha fazla et kalınlıklarında neredeyse sadece kök TIG kaynağı kullanılır ve diğer pasolarda daha yüksek performanslı yöntemler tercih edilir. Diğer bir istisna da küçük çapa sahip boru hatlarında uygulanan kaynaklardır. Bunun için TIG yönteminden daha uygun bir yöntem bulunmamaktadır. Diğer bir özel durum ise, az miktarda silisyum içeren alaşımsız boru çeliklerinde (örn. P235) veya böyle boruların gemi burnuna kaynaklanması sırasında gözenek oluşma ihtimalidir. Sadece alüminyumla işlenen derin çekme çeliklerinde de, az miktarda kaynak metaliyle kaynaklama yapıldığında gözenekler oluşabilmektedir. Koruyucu gaz kaynaklarında bile tamamen engellenmesi mümkün olmayan, atmosferden gelen oksijen nedeniyle, kaynaklanan ürün etkileşime girer ve kaynaklanan üründe karbon monoksit oluşumu nedeniyle gözenekler ortaya çıkabilir. Buna bir çözüm olarak, oksijenle hasar vermeyecek şekilde çözülen Si / Mn alaşımlı kaynak metalleri kullanılabilir.
  Toevoegmaterialen  
Ook deze materiaalgroep kan goed met het MIG/MAG-proces worden gelast. Als beschermgassen voor hooggelegeerde staalsoorten worden argon/zuurstofmengsels met 1-5 % zuurstof (M1.1) of argon met CO2-gehaltes tot 2,5 % (M1.2) gebruikt.
Bu malzeme grupları da prensip olarak MIG/MAG prosesiyle iyi bir şekilde kaynaklanabilir. Koruyucu gazlar olarak yüksek alaşımlı çelikler, %1-5 oranında oksijen (M1.1) içeren argon / oksijen karışımları veya %2,5'e kadar CO2 oranına sahip argon (M1.2) kullanılır. Paslanma dayanıklılığına sahip çeliklerin kaynak dikişinin üzerinde ve yanında kaynak sırasında kalan oksit katmanları önemli bir dezavantaj oluştururlar. Bunlar nedeniyle paslanma dayanıklılığı kötüleştiğinden parça işletime alınmadan önce bunların, fırçalama, taşlama veya ışıma ile tamamen giderilmeleri gerekir. Temizlik uygulaması MAG ile kaynaklanmış dikişlerde, cüruf katmanı yüksek sıcaklıklarda oksijenin kaynak dikişi yüzeyine erişimini engellediği örtülü elektrot kaynağı uygulamalarına oranla daha zordur. Bu nedenle kısmi mekanik kaynağın ekonomik avantajlarının bir kısmı bu yüksek sonradan çalışma maliyetleri nedeniyle kaybedilebilmektedir. CO2 içeren gaz karışımları bu kapsamda O2 içerenlerden daha uygun tepki gösterirler. Bu nedenle gün geçtikçe daha fazla kullanılırlar. Ancak koruyucu gaz içerisindeki karbondioksit oranı çok yüksek olmamalıdır, çünkü ark içerisinde çözünen gaz, kaynaklanan ürünün karbürlenmesine neden olur ve buna bağlı olarak paslanma dayanıklılığı düşer. İzin verilen CO2 oranı bu nedenle maks. %5 ile sınırlanmıştır. Paslanma dayanıklılığı bulunan çeliklerin kaynaklanması sırasında her türlü aşırı ısınmanın engellenmesi gerekir, çünkü krom karpit ile ayrıştığında kırılganlık ve paslanma dayanıklılığının azalması ihtimali ortaya çıkar. Bu nedenle ısı girdisi kontrol edilmelidir ve iş parçası gerektiğinde, ara soğutmalarla soğumaya bırakılmalıdır. Tam östenitik çelik grubundaki iş parçalarında "soğuk" kaynak aynı zamanda ısı çatlaklarının da önüne geçmektedir. Östenitik çelikler hidrojenle kırılgan hale gelmediklerinden, performansın arttırılması (kaynak hızının arttırılması) için argona yüzde bir veya biraz daha fazla oranda hidrojen karıştırılabilir. Ancak gözeneklenme tehlikesi nedeniyle H2 oranı %7'nin üzerine çıkartılmamalıdır. İki fazlı yapıda asteniktik ve ferrit içeren dupleks çelikler, buna karşın hidrojen kaynaklı çatlak oluşumuna daha fazla eğilim gösterirler. Nikel esaslı alaşımlar normalde argon MIG ile kaynaklanırlar. Saf nikel ve bazı alaşımlarda düşük hidrojen katkıları yüzey gerilimlerini düşürür ve bu şekilde dikiş görünümü iyileşir.
  Toevoegmaterialen  
Ook deze materiaalgroep kan goed met het MIG/MAG-proces worden gelast. Als beschermgassen voor hooggelegeerde staalsoorten worden argon/zuurstofmengsels met 1-5 % zuurstof (M1.1) of argon met CO2-gehaltes tot 2,5 % (M1.2) gebruikt.
Bu malzeme grupları da prensip olarak MIG/MAG prosesiyle iyi bir şekilde kaynaklanabilir. Koruyucu gazlar olarak yüksek alaşımlı çelikler, %1-5 oranında oksijen (M1.1) içeren argon / oksijen karışımları veya %2,5'e kadar CO2 oranına sahip argon (M1.2) kullanılır. Paslanma dayanıklılığına sahip çeliklerin kaynak dikişinin üzerinde ve yanında kaynak sırasında kalan oksit katmanları önemli bir dezavantaj oluştururlar. Bunlar nedeniyle paslanma dayanıklılığı kötüleştiğinden parça işletime alınmadan önce bunların, fırçalama, taşlama veya ışıma ile tamamen giderilmeleri gerekir. Temizlik uygulaması MAG ile kaynaklanmış dikişlerde, cüruf katmanı yüksek sıcaklıklarda oksijenin kaynak dikişi yüzeyine erişimini engellediği örtülü elektrot kaynağı uygulamalarına oranla daha zordur. Bu nedenle kısmi mekanik kaynağın ekonomik avantajlarının bir kısmı bu yüksek sonradan çalışma maliyetleri nedeniyle kaybedilebilmektedir. CO2 içeren gaz karışımları bu kapsamda O2 içerenlerden daha uygun tepki gösterirler. Bu nedenle gün geçtikçe daha fazla kullanılırlar. Ancak koruyucu gaz içerisindeki karbondioksit oranı çok yüksek olmamalıdır, çünkü ark içerisinde çözünen gaz, kaynaklanan ürünün karbürlenmesine neden olur ve buna bağlı olarak paslanma dayanıklılığı düşer. İzin verilen CO2 oranı bu nedenle maks. %5 ile sınırlanmıştır. Paslanma dayanıklılığı bulunan çeliklerin kaynaklanması sırasında her türlü aşırı ısınmanın engellenmesi gerekir, çünkü krom karpit ile ayrıştığında kırılganlık ve paslanma dayanıklılığının azalması ihtimali ortaya çıkar. Bu nedenle ısı girdisi kontrol edilmelidir ve iş parçası gerektiğinde, ara soğutmalarla soğumaya bırakılmalıdır. Tam östenitik çelik grubundaki iş parçalarında "soğuk" kaynak aynı zamanda ısı çatlaklarının da önüne geçmektedir. Östenitik çelikler hidrojenle kırılgan hale gelmediklerinden, performansın arttırılması (kaynak hızının arttırılması) için argona yüzde bir veya biraz daha fazla oranda hidrojen karıştırılabilir. Ancak gözeneklenme tehlikesi nedeniyle H2 oranı %7'nin üzerine çıkartılmamalıdır. İki fazlı yapıda asteniktik ve ferrit içeren dupleks çelikler, buna karşın hidrojen kaynaklı çatlak oluşumuna daha fazla eğilim gösterirler. Nikel esaslı alaşımlar normalde argon MIG ile kaynaklanırlar. Saf nikel ve bazı alaşımlarda düşük hidrojen katkıları yüzey gerilimlerini düşürür ve bu şekilde dikiş görünümü iyileşir.