zwakte – Turkish Translation – Keybot Dictionary

Spacer TTN Translation Network TTN TTN Login Deutsch Français Spacer Help
Source Languages Target Languages
Keybot 9 Results  www.nato.int
  NAVO Kroniek - Het is t...  
Het is wel duidelijk dat zo’n benadering – het verliezers-complex als men het in psychologische termen formuleert – nauwelijks kan bijdragen tot een constructieve samen-werking. De intellectuele zwakte van de Russische politieke elite, die zich niet kan aanpassen aan de nieuwe tijd, doet de algehele verwarring alleen maar toenemen.
Böyle bir yaklaşım – bir psikoloji terimi kullanmak gerekirse, “kaybeden kompleksi”—yapıcı bir etkileşime olanak vermez. Rusya’nın yeni çağa uyum sağlayamayan elit politik çevrelerinin entelektüel açıdan zayıflığı, genel karmaşayı daha da arttırmakta.
  NATO Review - Hoe terro...  
De tegenstand, zo zegt hij, zou op zijn hoogst hinderlijk geweest zijn, als de opstandelingen er niet in geslaagd waren de intrinsieke zwakte van de Afghaanse staat uit te buiten (zowel voor, als na 2001)
Giustozzi’ye göre eğer isyancılar Afgan devletinin doğasında var olan zayıflığı (2001 öncesinde ve sonrasında) kullanmasaydı bu durum can sıkıcı bir olay olmaktan öteye gidemeyecekti.
  NATO Review - Hoe terro...  
Het verzet, zo zegt hij, zou op zijn hoogst hinderlijk geweest zijn, als de opstandelingen er niet in geslaagd waren de intrinsieke zwakte van de Afghaanse staat uit te buiten (zowel voor, als na 2001), en dus zullen technische oplossingen het uiteindelijk politieke probleem niet kunnen oplossen.
Giustozzi eğer isyancılar Afgan devletinin doğasında var olan zayıflığı (2001 öncesinde ve sonrasında) kullanmasaydı bu durumun can sıkıcı bir olay olmaktan öteye gidemeyeceğini, ve bu nedenle teknik çözümlerle politik bir sorunun çözülemeyeceğini iddia ediyor.
  Nato Review  
, en schrijft de lange levensduur van het Bondgenootschap aan twee feiten toe. Het eerste feit dat hij noemt, is het bewustzijn van Westerse leiders dat: "De verwijdering van de NAVO uit de regio, de zwakte van de andere instellingen aan de dag zal leggen".
(Palgrave, New York, 2001), uluslararası güvenlik politikası ile ilgilenen herkesin eline geçirmeye can atacağı, zenginliklerle dolu bir eser. Kitap bu açıdan büyüleyici bir derleme sunuyor, ve NATO’nun ilk elli yılının dünya meseleleri üzerine silinmez bir iz bırakmasına yol açan özelliğinin ne olduğunu, bunun sonuçlarını ve geleceğe dönük ne gibi sorumluluklar taşıdığını anlamak isteyen herkes için bir esin kaynağı. Ancak NATO’nun bir tarihçesi değil.
  Nato Review  
Of je het nu hebt over het gebrek aan Europese koplopers op het terrein van de marinescheepsbouw, of van landmachtmaterieel, of het uitstel van grote samenwerkingsprojecten, of de onmogelijkheid om een Europees bewapeningsagentschap op te zetten - de politieke wil om tot gemeenschappelijke oplossingen te komen, is eenvoudigweg niet aanwezig. Nogmaals, het echte probleem zit hem veel meer in de zwakte en het gebrek aan ambitie van Europa dan aan de Amerikaanse kracht of drang naar hegemonie.
Savunma Yetenekleri konusunda bir noktaya kadar sana katılıyorum. Evet, SYG, NATO’nun Stratejik Kavramı’nı uygulamakta tabandan tavana bir yaklaşım izlemektedir; ve tabii ki ABD’nin kuvvet yapısından esinlenmiştir. Öte yandan, SYG’nin strateji ve savunma konularında ABD’nin lider olduğu birleşik bölgeye açılan bir kapı olacağından emin değilim. Bence Avrupa’nın askeri kuvvet kullanımı konusunda belirli bir yaklaşımı zaten vardır. Bu yaklaşım, belirli bir kültürüne dayanan daha geniş kapsamlı bir güvenlik anlayışı içerisinde yatmaktadır. Bu kültürün henüz bir Avrupa Stratejik Kavramı oluşmasına yol açmadığı doğrudur; ancak birçok Avrupa ülkesinde askeri kuvvete odaklanan ABD’ye benzeme konusunda neredeyse içgüdüsel bir isteksizlik vardır. Bunun da Avrupalıların kararlarında ABD’nin güvenlik yaklaşımını fazla yansıtan SYG taahhütlerinden kaçınmalarında büyük etkisi vardır.
  Nato Review  
Of je het nu hebt over het gebrek aan Europese koplopers op het terrein van de marinescheepsbouw, of van landmachtmaterieel, of het uitstel van grote samenwerkingsprojecten, of de onmogelijkheid om een Europees bewapeningsagentschap op te zetten - de politieke wil om tot gemeenschappelijke oplossingen te komen, is eenvoudigweg niet aanwezig. Nogmaals, het echte probleem zit hem veel meer in de zwakte en het gebrek aan ambitie van Europa dan aan de Amerikaanse kracht of drang naar hegemonie.
Kitle imha silahlarının yayılmasına karşı diplomatlar ve konu ile ilgili uzmanlar tarafından yürütülen çabalara rağmen, bu silahlar çağımızın güvenlik tehditlerini tanımlayan bir unsur olacaklardır. Ve bu tür silahlar teröristlerin eline geçtiği takdirde toplumlarımız açısından en büyük tehlikeyi yaratacaklardır. Bu konuda, bu silahları geliştiren kötü niyetli devletler ve bunları alıp kullanmaya hazır olan teröristlerin oluşturduğu sinsi ortaklık özellikle endişe vericidir.
  Nato Review  
Team A bleek intussen wel goed in het instandhouden van een verenigd Westers front, maar werd te zeer belemmerd door militaire zwakte en door de wisselingen in de Europese politiek, vooral in Duitsland.
Sonuçlar tam Eisenhower’in istediği gibi oldu. Geriye dönüş ve NSC-68 tarihin çöplüğüne atıldı—en azından Ronald Reagan çok farklı şartlar altında bunların bazı bölümlerini yeniden hayata geçirene kadar. Solaryum Projesi katılımcıları bir geriye dönüş politikasının mantıklı sonucunun—1950’lerin kapsamında—felaket olacağı sonucuna vardılar. Bu arada A Takımı bütünleşmiş bir Batı cephesini yönetmekte etkili oldu, ama askeri zayıflıklar ve Avrupa ve özellikle de Almanya’nın politikalarındaki değişimler nedeniyle kendisini çalışamaz durumda buldu. B Takımı ortada bir yerde kaldı: giderek büyüyen nükleer cephanelik Sovyetleri köşeye sıkıştırdı fakat ABD Batının savunmasının yükünü tek başına taşır hale geldi.